ÇáÇóÑäÈ ÇäÙÑ : ÃÑäÈ

Sarhoşluk ve benzeri sebeblerle sağa sola yalpa yaptı. (-o ) : Yalpa yaptırdı.

ÑóäøóÍó ÝáÇäñ

Öd ağacı, mersin ağacı. Defne. Yaban mersini.

ÇáÑøóäúÏõ

Oyunda çıkarılan sesler. Bolluk, bereket. Bahçe.

ÇáãóÑúäóÚóÉõ

Kenar, kıyı.

ÇáÑøóÇäöÝõ

Burun ucu. El ayası. Kol ucu. Oturak.

ÇáÑóÇäöÝÉõ (Ì) ÑóæóÇäöÝõ

Su bulanmak.

ÑóäóÞó ÇáãÇÁ ÜÜÜõÜÜ ÑóäúÞðÇ æ Ñäæ ÞðÇ

Şaşırdı. Olduğu yerde döndü. Dalgalandı. Kanat çırptı. Kanadı kırıldı. (-bi) : Bir yerde kaldı. (-o) : Bulandırdı. Gizlice baktı.

ÑóäøóÞó

Parlaklık, güzellik. Bir şeyin ilk devri.

ÇáÑøóæäóÞõ

Nağme yapmak.

Ñóäöãó ÇáãõÛäì ÜÜÜóÜÜ ÑóäãðÇ

S. müş.

Ýåæ Ñóäúãñ æåì ÑóäöãÉ

Ses.

ÇáÑøóäóãõ

Nağme, terennüm.

ÇáÑøóäóãóÉõ

Seslenmek. Ses çıkarmak. (-ila ) : Kulak vermek.

Ñóäøó ÜÜÜöÜÜ ÑóäöíäðÇ

Bütün mahlûkat.

ÇáÑøóäøóì

Büyük gürültü, Ses. Hazin ses.

ÇáÑøóäøóÉõ

Gözünü dikip bakmak. (-ila ) : Kulak vermek. (-an ) : Gafil görünmek.

ÑóäóÇ ÜÜÜõÜÜ ÑóäúæðÇ æ ÑõäõæðÇ

Coştu, şarkı söyledi. İnledi. (-o ) : Coşturdu. Bakışını celbetti.

Ñóäøóì

Güzellik.

ÇáÑøóäóÇÁõ

Ses.

ÇáÑøäÇ Ä (Ì) ÃÑúäöíóÉñ