Hamur cıvık olmak. |
ÑóÎøó ÇáÚÌíäõ ÜÜÜöÜÜ ÑóÎøðÇ |
Çiğneyip genişletmek. |
æ ÜÜ ÇáÔìÁ ÜÜÜõÜÜ ÑóÎøðÇ |
Yumuşamak, rahat, geniş. |
ÇáÑøóÎóÇÎ |
Yumuşak ve rahat olmak. Ucuz olmak. |
ÑóÎõÕó ÜÜÜõÜÜ ÑóÎÇÕÉð |
S. müş. |
Ýåæ ÑóÎúÕñ æ ÑóÎöíöÕñ |
Ucuzlattı. Ucuz buldu. Ucuz aldı. |
ÃÑúÎóÕó ÇáÓøöÚúÑó |
Mümkün ve kolay kıldı. İzin verdi. |
ÑóÎøóÕó áå Ýì ÇáÇóãÑ |
Ruhsattan faydalandı. |
ÊóÑóÎøóÕó Ýì ÇáÇãæÑ |
Kolaylık. Ruhsat. Hisse, nasip. |
ÇáÑøõÎúÕÉ æ ÇáÑøõÎõÕÉ |
Cıvık çamur. Hafif yumuşak taş. |
ÇáÑøóÎúÝóÉ (Ì) ÑöÎóÇÝ |
Dişi kuzu. |
ÇáÑøöÎúá (Ì) ÃÑúÎõáñ æÑõÎÇáñ |
Yumuşak ve ince olmak. (-o): Kuluçkaya oturmak. Oynatmak. |
ÑóÎóãó ÇáÕæ Êõ æÇáßáÇãõ ÜÜÜõÜÜ ÑóÎúãðÇ |
(o): Kuluçkaya yatırdı. Kolaylaştırdı. İnceltti. Sonunu hazfetti. |
ÑóÎóøãó |
Ak, yumuşak ve düz taş. |
ÇáÑøõÎÇã |
Akbaba, kartal. Koyu süt. |
ÇáÑøóÎóãõ |
Geniş ve bol olmak. |
ÑÎÇ ÇáÚíÔõ æ ÛíÑå ÜÜÜõÜÜ ÑóÎóÇÁð |
S. müş. |
Ýåæ ÑöÎúæ |
Bolluk içinde oldu. Dörtnal koştu. (-o) : Bollaştırdı. Salladı, sarkıttı. Uzattı. Genişletti. |
ÃÑúÎóì |
Bıktı. Gecikti, geri kaldı. |
ÊÑÇÎì |
Bolluk oldu. Genişledi. Uzanıp kendini bıraktı. |
ÇÓÊÑÎì |
Bolluk. Saadet. |
ÇáÑøóÎÇÁ |
Yumuşak rüzgâr. |
ÇáÑøõÎÇÁ |
Yumuşak, gevşek. |
ÇáÑøó õÎúæ |
Çabuk, sür’atli. |
ÇáãöÑúÎÇÁ |