Tatlı ve dόzgόn konuşmak. (- o) : Bilemek. Zayıflatmak.

Πσασήσ ΗααψσΣΗδυ άάάυάά ΠσαΗήσΙ

Keskinleşmek. Işık vermek. Mustarıp olmak. Susuzluktan öleyazmak.

Πσασήσ ΗαψφΣΗδυ ζ ΗααΣΗδυ άάάσάά ΠσασήπΗ

Keskin uη ve ağız meydana geldi.

ΗδϊΠσασήσ

Keskin. Fasξh. Ağız. Makara deliği.

ΗαΠψσαϊήυ

Fasξh.

ΗαΠψυασήυ

Zayıf ve önemsiz olmak.

Παψσ άάάφάά ΠυαΗπ ζ ΠφαψσΙπ ζ γσΠσαψσΙπ

S. mόş.(- li) : İtaat etmek, boyun eğmek.

Πανα ζ εμ ΠανασΙρ (Μ) ΓΠαΗπ ζ Γ σΠφαψσΙρ ζΠφαΗσαρ

S. mόş.

έεζ ζεμ Παυζαρ (Μ) Πυαυαρ

Gök gόrόltόsό ve şimşek olmadan yağan yağmur.

Πυαυαυ ΗαΣΝΗΘ

Baş eğdirdi. Kolay hale getirdi. Sarkıttı.

Παψσασευ

Önemsizlik. Zayıflık. Çiğnenmiş yol.

ΗαΠψφαψ (Μ) ΓΠαΗσαρ

Kolay baş eğen, kolay olan. Çiğnenmiş yol.

ΗαΠψσαυζαυ

Kόηόmsenen, önemsiz. Basık.

ΗαΠσψαναυ