Ensesinden itmek. (- o) : Tokatlamak. Atmak. Genişletmek. Yere gizlemek.

ÏóÍøó Ýì ÞÝÇå ÜÜÜõÜÜ ÏóÍðÇ

Kovmak, uzaklaştırmak.

ÏóÍóÑóå ÜÜÜóÜÜ ÏóÍúÑðÇ æ ÏõÍõæÑðÇ

Yuvarladı, çevirdi.

ÏóÍÑóÌóåõ

Tane tutmak, dolmak. (- bi) : Gizlemek. Araştırmak. (- o) : Şişirmek, doldurmak. Sokmak.

ÏóÍóÓó ÇáÓõøäÈáõ ÜÜÜóÜÜ ÏóÍúÓðÇ

Ayağı kaymak. Güneş batıya eğilmek. Delil hükümsüz kalmak. (- bi, an) : Araştırmak. (- o) : Delili iptal etmek.

ÏóÍóÖóÊ ÑÌáõå ÜÜÜóÜÜ ÏóÍúÖðÇ º æÏõÍõæÖÇð

Gevşek, sebatsız.

ÇáÏÇÍÖ (Ì) ÏõÍøóÖ

Ulaşamamak. (- o) : Çocuk düşürmek. Def etmek, kovmak. Ovmak.

ÏóÍóÞóÊ íÏõå Úä ÇáÔìÁ ÜÜÜóÜÜ ÏóÍúÞðÇ º æÏõÍõæÞð

Kavmi tarafından kovulmuş.

ÇáÏøóÍíöÞõ

Ağzı dar kuyu.

ÇáÏøóÍúáÇÁ

Karanlık. Sirke küpü. Kara, kaba.

ÇáÏøóÍúãóÓõ (Ì) ÏóÍÇãöÓõ

Kısa boylu, göbekli.

ÇáÏøöÍóäøõ

Karın sarkmak. At eşelenmek. (- o) : Genişletmek, yaymak. Def etmek, atmak, sürmek.

ÏÍÇ ÇáÈØäõ ÜÜÜõÜÜ ÏóÍúæðÇ