Hafif yağmur yağmak. (- o) : Def etmek, dövmek.

ÏóËøóÊö ÇáÓøóãÇÁõ ÜÜÜõÜÜ ÏóËøðÇ

Eskimek, harap olmak. Kirlenmek, paslanmak. Yaşlanmak.

ÏóËóÑó ÇáÔìÁ ÜÜÜõÜÜ ÏõËõæÑðÇ

Ceket ve kaftan giydi, örtündü. (- o) : Üstüne çıktı, bindi.

ÊóÏóËóÑó

Üst kaftan.

ÇáÏøöËÇÑ (Ì) ÏõËóÑñ

Her şeyin çoğu, çok servet.

ÇáÏøóËúÑ (Ì) ÏõËóæÑ

Kir.

ÇáÏøóËóÑ (Ì) ÃÏúËÇÑ