Sakağı hastalığı. |
ÇáÎóäóÈõ |
Eski, kuvvetli, sabit. Arslan. Kaba. |
ÇáÎõäóÇÈöÓõ |
Kırbadan su içmek. (- o) : Alay etmek. |
ÎóäóË ÇáÓÞÇÁó ÜÜÜöÜÜ ÎóäúËðÇ |
Hem erkeklik hem de dişilik organı taşıyan. |
ÇáÎõäúËì (Ì) ÎóäóÇËóì |
Kadın gibi davranan. |
ÇáãõÎóäóË |
Hançer, bıçak. |
ÇáÎóäúÌóÑõ (Ì) ÎäÇÌöÑõ |
Hendek, vadi. Siper. |
ÇáÎóäúÏóÞ (Ì) ÎäÇÏöÞõ |
Domuz. |
ÇáÎöäúÒöíÑ (Ì) ÎóäÇÒöíÑ |
Geri kalmak, gecikmek. Gizlenmek. (- o) : Geride bırakmak. |
ÎóäóÓó ÜÜÜöÜÜ ÎóäúÓðÇ |
fa. Seyyare. |
Ýåæ ÎÇäöÓñ (Ì) ÎõäøóÓ |
Şeytan. |
ÇáÎäøóÇÓ |
Küçük parmak. |
ÇáÎöäúÕöÑõ (Ì) ÎäÇ ÕÑ |
Kötü ve çirkin iş yapmak, bundan dolayı utanmak. (- ilâ) : Zina için gelmek. Meyletmek (- li) : Boyun eğmek.(- o) : Kadınlarla düşüp kalkmak. |
ÎóäóÚó ÝáÇäñ ÜÜÜóÜÜ ÎóäúÚðÇ æÎõäõæÚðÇ |
Domuzlan böceği. |
ÇáÎõäúÝóÓÇÁ (Ì) ÎóäóÇÝöÓõ |
Boğmak. Geciktirmek. Daraltmak. |
ÎäóÞóåõ ÜÜÜõÜÜ ÎäúÞðÇ |
mf. |
ÎóäöÞñ æ ÎóäíÞõ æ ãóÎúäõæ Þñ |
Dağ yolu. Sokak. |
ÇáÎÇäöÞõ |
Nefes almayı güçleştiren iltihaplı boğaz hastalığı. Boğmaca. |
ÇáÎõäóÇÞõ |
Gerdanlık. Boğma yeri. Boğacak şey. |
ÇáÎöäóÇÞ |
Çirkin söz. Belâ. |
ÇáÎóäÇ |
Avı üstüne inen ve kanat sesi duyulan doğan. |
ÇáÎÇÆöÊóÉõ |