Susmak, sâkin olmak. Ansızın ölmek. Alçak sesle konuşmak.

ÎóÝóÊó ÜÜÜõÜÜ ÎóÝúÊðÇ æ ÎõÝõæ ÊðÇ

Sesini alçalttı.

ÎÇÝóÊó ÈÕæÊöå

Gizli söyleştiler.

ÊóÎóÇÝóÊóÇ

Korumak, himaye etmek. Ahde vefa göstermek.

ÎóÝóÑóåõ æ Èå æ Úáíå ÜÜÜöÜÜ ÎóÝúÑðÇ æ ÎöÝóÇÑóÉð

Ahdi bozmak, sözünde durmamak.

æ Ü ÇáÚåÏ æäÍæå Ãæ Èå ÎóÝúÑðÇ æÎõÝæÑðÇ

Ahit, söz verme, teminat, bekçilik.

Ç óáÎöÝóÇÑóÉ

Koruyucu, bekçi.

ÇáÎóÝíÑ

Yarasa.

ÇáÎõÝøóÇÔ

Geçim ve yaşayışı hoş olmak. (-bi) : İkamet etmek. (-o) : indirmek, eksiltmek. Sesini alçaltmak. Çocuğu sünnet etmek.

ÎóÝóÖó ÇáÚóíúÔõ æ ÇáÔìÁ ÜÜÜöÜÜ ÎÝúÖðÇ

Yumuşak davrandı, alçak gönüllü oldu.

ÎÝóÖ ÝáÇäñ ÌäóÇÍóå ááäÇÓ

Cer eden harf.

ÇáÎóÇÝöÖõ

Bol ve rahat geçim. Düz yer. İ’rap çeşitlerinden cer.

ÇáÎóÝúÖõ (Ì) ÎõÝæÖ

Hafif ve yeğni olmak. Az olmak. (-ilâ) : Koşmak, gayret etmek.

ÎóÝøó ÇáÔìÁõ ÜÜÜöÜÜ ÎóÝøð æ ÎóÝøóÉð

S. müş.

Ýåæ ÎöÝñ æ ÎÝíÝ

Yeğni olmasını istedi, hafif gördü. (-bi) : Küçümsedi.

ÇÓúÊóÎÝøóåõ

Deve ayağı. Ayağın alt kısmı. Mest.

ÇáÎõÝøõ (Ì) ÎöÝÇÝ æ ÃÎÝÇÝ

Pabuç ses çıkarmak.

ÎóÝóÞóÊö ÇáäøóÚáõ ÜÜÜöÜÜ ÎÝúÞðÇ

Hareket etmek, çırpınmak. Eğilmek. Uyumak. Ok fırlamak.

æ Ü ÇáÔìÁõ ÎÝúÞðÇ æ ÎÝæÞðÇ æ ÎÝóÞÇäðÇ

Nişan, bayrak, ufuk.

ÇáÎóÇÝöÞõ

Kalp çarpıntısı.

ÇáÎóÝóÞóÇäó

Şimşek çakmak. Gözükmek. 

ÎóÝóÇ ÇáÈóÑúÞõ ÜÜÜõÜÜ ÎóÝúæðÇ æ ÎõÝõæðÇ

Gizli olmak.

ÎóÝöìó ÇáÔøóìúÁõ ÜÜÜÜóÜÜ ÎóÝóÇÁð æó ÎöÝúíóÉð æó ÎõÝúíóÉð