Midesi bulanmak, fenalaşmak. (-o) : Ahdi bozmak.

ÎóÊóÑóÊú äÝÓõå ÜÜÜõÜÜ ÎóÊÑðÇ æ ÎõÊõæÑðÇ

Tongaya bastırmak, aldatmak.

ÎóÊóáóåõ ÜÜÜõÜÜ ÎóÊúáÇð æ ÎóÊóáÇäÇð

Gözetleme yeri. Tavşan yuvası.

ÇáÎöÊúá

Arı bal yapmak. (-alâ) : Mühürlemek. Susturmak. İdrâkini almak. (-o) : Mühürlemek. Bitirmek, sonuna varmak.

ÎóÊóãó ÇáäøóÍúáõ ÎÊúãðÇ ÎÊÇãðÇ

Yüzük takındı. (-bi) : Gizledi. (an) : Habersiz göründü.

ÊóÎÊøóãó

Yüzük, mühür. Bekâret. Ense çukuru. Sonu, nihayeti.

ÇáÎóÇÊóãõ

Mühür mumu. Bekâret. Akıbeti ve sonu.

ÇáÎöÊÇãõ

Evlenmek.

ÎóÊóäó ÜÜÜöÜÜ ÎõÊõæ äðÇ æ ÎõÊõæäÉð

Sünnet etmek.

æ Ü ÇáÕøóÈìøó ÎóÊúäðÇ æ ÎöÊÇäðÇ æ ÎöÊÇäÉð

Erkek ve kadının sünnetinde kesilen yer. Sünnet düğünü.

ÇáÎöÊÇäõ

Kadın tarafından yakınlar. Damat. Enişte.

ÇáÎóÊóäõ (Ì) ÃÎÊÇäñ