Şiddetlenmek, güçleşmek, güç gelmek.

حَزَبَ الأمرُ ـــُــ حَزْبًا

Bölük bölük oldular.

تحازب ـ تحَزَّب القو مُ

Sert yer. Kuvvetli topluluk. Parti. Taraftar. Âdet edinilen ibadet.

الحِزْب (ج) أحْزابٌ

Koparmaksızın kesmek.

حَزّه ـــُــ حزًّا

Gurup, topluluk.

الحِزْقة (ج) حِزَقٌ

Bağlamak, demetlemek. Mazbut ve sağlam yapmak. – İhtiyatlı, temkinli ve sebatlı olmak.

حَزَمَهُ ـــِــ حَزْمًا

Yular, bağ.

الحِزام

Bağ, demet.

الحُزمة (ج) حُزَمٌ

Üzmek.

حَزَنَ الاَمرُ فلانًا ـــُــ حُزْنًا

Yer sert olmak. Üzülmek.

حَزِن المكانُ ـــَــ حَزَنًا

Sert yer. Serkeş hayvan. Kaba.

الحزْن (ج) حُزُونٌ