Gürültü çıkarmak. Kan kurumak. (-alâ) : Cinayet işlemek. (-li) : Kazanmak. (-o) : Bir yerden bir yere sevk etmek. Tehdit etmek. |
ÌóáóÈó - ÌóáóÈÇð ¡ æ ÌóáúÈðÇ |
(=) Toplandı. |
ÃÌúáóÈó |
Ticaret için toplanmış eşya ve hayvan. |
ÇáÌóáóÈõ : (Ì) à Ìúáà Èñ |
Gürültü. |
ÇáÌóáóÈóÉõ : (Ì) ÌóáóÈñ |
Cilbap giydirdi. |
ÌóáúÈóÈóå |
Gömlek. Baş örtüsü, yeldirme. |
ÇáÌáúÈÇÈõ : (Ì) ÌóáÃíöÈõ |
Boynuzsuz hayvan. |
ÇáÌóáúÍÇå : (Ì) ÌõáúÍñ |
Dövmek. Yılan sokmak. Yere vurmak. Zorlamak. |
ÌóáóÏóåõ ÜÜÜöÜÜ ÌóáúÏð |
Kuvvetli olmak. Güçlüklere dayanmak. |
ÌóáõÏó ÜÜÜÜõÜÜ Ìóáà ÏóÉð |
S. müş. |
ÌáúÏñ ÌóáíÏñ . (Ì) ÌõáóÏÇÁõ ¡ æ à Ìúáà Ïñ |
(=) Muhtaç etti. |
ÃÌúáóÏó ÝáÇ äðÇ Çáíå |
Deri geçirdi, ciltledi. Deri yüzdü. |
ÌóáøóÏó ÇáÔìÁó |
Deri. |
ÇáÌöáúÏõ : (Ì) à ÌúáÇ Ïñ ¡ æ Ìõáõæ Ïñ |
Cellât. Deri satıcısı. |
ÇáÌóáÇøó Ïõ |
Sür’atle gitmek. Uzamak, devam etmek. |
ÇÌúáóæøóÐó |
Sür’atle gitmek. (-o) : Dürmek, bükmek, bağlamak. |
ÌóáóÒó Ýì ÇáÃÑ Ö ÜÜÜöÜÜ ÌóáúÒðÇ |
İri, cesur. Polis. |
ÇáÌöáøóæÒ |
Oturmak. Konmak. Durmak. |
ÌóáóÓó ÇáÃäúÓóÇäõ ÜÜÜöÜÜ Ìõáõæ ÓðÇ ¡ æ ãóÌúáóÓðÇ |
Kocasının yanında örtünmeyen kadın. |
ÇáÌóáöíÚ õ |
Bitirmek. Soymak, sökmek, kökünü kazımak. Yüzmek. |
ÌóáóÝóåõ ÜÜÜÜõÜÜ ÌáúÝÇð |
Boş küp. Kap. Ahmak. Kuru, sert ekmek. |
ÇáÌöáúÝõ : (Ì) à Ìúáà Ýñ ¡ æ ÃÌúáõÝñ ¡ æÌõáõæÝñ |
Çuval, harar. |
ÇáÌõæÇóáöÞõ : (Ì) ÌóæóÇáöÞõ |
Tırabzan. |
ÇáÌóáúÝóÞõ |
Büyük ve ulu olmak. Yaşlanmak.Tecrübe görmüş olmak. Münezzeh ve yüce olmak.(-an) :Yerinden uzaklaşmak. |
Ìóáøó ÜÜÜöÜÜ ÌáÇáÇð ¡ æ Ìóáà áóÉð |
Umumî oldu. (-o) : Tamim etti. Kapladı. |
Ýåæ Ìóáñ æ Ìóáíáñ ¡ (Ì) ÃÌöáøóÉð ¡ æÃÌöáÇøóÁõ Ìóáøóáó |
Çul. |
ÇáÌóáõø : (Ì) ÌöáÇá ¡ æ à ÌáÇá |
Gemi yelkeni. Biçilmiş buğdayın sapı. Gül. |
æ Ü (Ì) Ìõáõæ á |
Her şeyin çoğu. |
ÇáÌõøáøõ |
Büyük. |
ÇáÌöáøõ |
Büyük. Küçük, önemsiz. |
ÇáÌóáóáõ |
Dışkı. |
ÇáÌóáøÉõ |
Dışkı yiyen hayvan. |
ÇáÌóáÇøó áÉ |
Mecmua, kitap. |
ÇáãóÌóáøóÉ (Ì) ãóÌóÇáøõ æ ãóÌóáÇøÊñ |
Kaya. Sert ve kuvvetli adam. Büyük sürü. |
ÇáÌóáúãóÏõ |
Korku veya kıtlıktan dolayı yurdundan uzaklaşmak. Vâzih ve açık olmak. Göze sürme çekmek. (-o) : Yurdundan çıkarmak. Cilâlamak, parlatmak. Aydınlatmak. Açıklamak. |
ÌóáÇ ÇáÞæ ã õ Úä Çáæ Øä æ ãäå ÜÜÜÜõÜÜ ÌóáÇÁð ¡ æ ÌáúæðÇ |
Vatanından uzaklaşanlar, azınlık, cizye verenler. |
ÇáÌóÇ áöíóÉõ |
Sürme. |
ÇáÌöáÃÁ |