Üzerine atılmak. Cesaret etmek.

جَرُوعلى الشىء ــــُــ جُرْأةً ، و جَراءة ً

Denedi, tecrübe etti.

جَرَّبَهُ تَجْريباً ، و تَجْربة

Tecrübe, deneme. Prova.

التَّجْرِبَةُ : (ج) تَجارِبُ

Uyuz. Kusur.

الجرَبُ

S. müş.

الأجرب ـ اَلجرباءُ : جُرُبٌ

Tarla. Kuyu kapağı

الجِرْ بَة (ج) جِرَبٌ

Asıl, kök. Birikmiş toprak. Hücre. Mikrop.

اُلجرْ ثُومَة

Yaralamak. Sövmek.

جَرَحَه ـــَــ جَرْحًا

S. müş.

فهووهى جريح . (ج) جَرْحَى

Yaralanmak. Şahidliği çürütülmek.

جَرِحَ ــــَــ جَرْحًا

Hak etti, kazandı.

اجْتَرَحَ الشىءَ

Uzuv. Ava giden hayvan.

الجارحة (ج) جَوارحُ

Yara.

اُلجرْحُ : (ج) جُرُو ح ، و جِرَاح

Operatör

اَلجرَّاح

Soymak, kazımak. Kılıcı kınından sıyırmak. Pamuğu atmak.

جَرَدَهُ ــــُــ جَرْدًا

Soyundu. Buğday başağından çıktı. Ciddiyetle işe koyuldu.

تَجَرَّدَ

Tüysüz.

أجرد (ج) جُرْدٌ

Çekirge.

اَلجراد

Yaprakları soyulmuş hurma dalı. Mal artığı. Erzak defteri. Gazete.

اَلجرِيدة : (ج) جرائدُ

Erkek fare.

اُلجرَذُ : (ج) جُرذان

Hayvan yürürken yayılmak. Doğum gecikmek. (-o) : Çekmek. Sürüklemek. (-alâ) : suç işlemek.

جَرَّتِالما شية ُ ــــُــ جَرّا

Salladı, oyaladı.

جارّهُ

Geviş getirdi. Çekti.

اجتْرَّ

Su yolu. Yük devesi.

الجارَّةُ : مؤنث الجارَّ

Çok sayıda asker. Küp yapan. Traktör.

اَلجرَّارُ

Küp. Testi

اَلجرَّ ةُ : (ج) جَرٌ ، و جِرَارٌ

Geviş. İşkembe.

الجِرَّةُ : (ج) جِرَرٌ

Kıtlık olmak.

جَرِزَتِ الأرضُ ــــَــ جَرَزًا

S. müş.

فهى جَرزٌ وجُرُزٌ (ج) أجرازٌ

Ses.

اَلجرْس : (ج) جُرُوس

Hareket. Ses, zil.

اَاجرَسُ : (ج) أجراسٌ

Ruh, şahsiyet.

الجِرِثَّى

Yutmak, yudumlamak.

جَرَعَ الماء و نحوَه ــــَــ جَرْعاً

Yutkundu.

تَجَرَّ عَ

Bir yudum, bir ağız dolusu su.

اُلجرعةُ (ج) جُرَعٌ

Uçurum.

اُلجرُفُ : (ج) أجرَافٌ ، و جرُو فٌ ، جِرَفَةٌ

Kürek.

المِجِرَف : (ج) مَجارفُ

Suç işlemek. (-o) : Suç işletmek. Kesmek. (-li) : Ailesi için kazanmak.

جرمَ ـــِــ جَرماً

Gövde.

الجِرْمُ : (ج) أ جْرام ، و جُرُومٌ

Suç, günah.

اُلجرْمُ : (ج) أ جرا مٌ

Suç. Kazanan.

الجِريَمـةُ : (ج) جرائم

Beden ve uzuvlar.

الجرَاميزُ

Çizme, kundura.

اُلجرْمُو ق

Alışmak. Yumuşamak. Eskimek. (-o) : öğütmek.

جَرَنَ ــــُــ جُرُونًأ

Çene ile göğüs çukuru arası.

الجِان : (ج) أجْرِنَةٌ ، و جُرُ نٌ

İslâm yerleşti

ضربَالاسلامُ بجرانه

Hurma harmanı. Kurna.

اُلجرْنُ : (ج) أجرَانٌ

Hayvan yavrusu.

الجَّرْؤ

Akmak. Sür’atle gitmek. (-li) : Devam etmek.

جَرَى الفر سُ و نحوه ـــِــ جَرْ ياً ، و جِرَاءً

Beraber yürüdü. Uyuştu.

جاراهُ

Cariye, genç kız. Güneş. Gemi. Rüzgâr.

الجارِيَةُ : (ج) جَوَارٍ

Vekil, elçi. İşçi.

الجَرِىُّ : (ج) أجْرِياء