Tutuşmak. Kıvılcım çıkarmak. Parlamak. Şöhret bulmak. İsabet etmek. (-o) : Delmek.

ËóÞóÈÊö ÇáäÜÇÑõ ÜÜÜõÜÜ ËõÞæÈÇð ¡ æËóÞóÇÈÉ

Ağaca su yürüdü. Göğe yükseldi. (-o) : Deldi. Yaktı. Temizledi.

ËóÞóøÈó

Ateş tutuşturmak için çalı çırpı.

ÇáËøóÞÇÈ : (Ì) ËõÞõÈñ

Delik.

ÇáËøóÞúÈõ : (Ì) à ËúÞõÈñ æ ËõÞõæÈó ¡ æ à ËúÞÇÈ

Burgu, matkap.

ÇáãöËÞóÈõ : (Ì) ãóËÇÞöÈõ

Maharetli ve zeki olmak. İlim ve sanatta maharet kazanmak. Sirke sertleşmek. 

ËóÞöÝó ÜÜÜÜóÜÜ ËóÞóÝÇð

(-o) : Yakalamak, bulmak

 

Kültür.

ÇáËøóÞÇÝÉ

Ağır gelmek. Güç gelmek. Sabit olmak. Hastalık ağırlaşmak. (-alâ) : Beğenmemek, istememek.

ËÞáó ÜÜÜÜõÜÜ ËöÞóáÇ ¡ æ ËóÞóÇáÉ

Gebeliği belli oldu. (-o) : ağır yük yüklendi.

ÃËúÞóáóÊö ÇáÍÇãáõ

Yüklendi. (-an) : ağırlaştı, ağır davrandı. (-ilâ) : Yerleşip kaldı.

ÇËøÜÜÜóÜÜÇÞóáó ÊóËÇÞóáó Úáíå

Ağır oldu. Uykuya daldı. (-o) : Ağır geldi, ağır saydı.

ÇÓÊËúÞóáó

Ağırlık, ağır yük. Günah, borç.

ÇáËøöÞúá : (Ì) à ËúÜÞÇá

Eşya. Kıymetli şey.

ÇáËøóÞóá : (Ì) à ËúÞÇá

İnsanlar ve cinler.

æÇáËøóÞóáÇä

Mikdar, kadar. 1 3/7 dirhem.

ÇáãËúÞÇá : (Ì) ãËÇÞíá