Göndermek. Uyarmak. Diriltmek. Sevk ve teşvik etmek. |
ÈóÚóÜËóå ÜÜÜÜóÜÜ ÈóÚúÜËðÇ ¡ æ ÈöÚËóÉð |
Gitti. Kalktı. Ayrıldı. |
ÇäúÈóÚóË |
Dirilmek. Elçi. Müfreze. |
ÇáÈóÚËõ : (Ì) ÈõÚæË |
Heyet. |
ÇáÈóÚúËóÉõ |
Dağıttı. Alt üst etti. Meydana çıkardı. Tefrik etti. |
ÈóÚúËóÑó ÇáÔìÁó |
Uzak olmak. Mahvolmak. |
ÈóÚöÏó ÜÜ ÈóÚóÏðÇ |
( =) |
ÈóÚõÏó ÜÜÜÜõÜÜ ÈõÜÚÏðÇ ¡ æ ÈõÚúÏóÉð |
Uzaklaştırdı, ayırdı. |
ÈÇÚóÏóå |
Uzak oldu. (-o) : Uzak gördü. |
ÇÓúÊóÈúÚóÏó |
Sonra. |
ÈóÚúÏõ |
Hitabede kullanılan ve bir konudan diğer konuya geçerken söylenen ifade : “imdi” |
ÇãÇ ÈóÚúÏõ |
Uzaklık. |
ÇáÈõÚúÏõ |
Mahvolsun. |
ÈõÚúÏð Çáå |
Uzak, yabancı. |
ÇáÈóÚöíÏõ |
Deve, koyun ve keçi gibi hayvanların kığısı. |
ÇáÈóÚúÑõ |
Yük devesi. |
ÇáÈóÚöíÑõ : (Ì) ÃÈÇÚöÑõ ¡ æ ÃÈÇÚöíÑõ ¡ æ ÈõÚúÑóÇä |
Kısımlara ayırdı. |
ÈóÚøóÖó ÇáÔìÁó |
Kısım, parça. Birisi. |
ÈóÚúÖõ ÇáÔìÁ |
Sivrisinek. |
ÇáÈóÚõæÖóÉõ |
Evlenmek. |
ÈóÚóáó ÜÜ ÈóÚúáÃð æ ÈõÚõæáóÉð |
Put. Sahip. Eş. |
ÇáÈóÚúá (Ì) ÈõÚõæá æ ÈöÚÇá æ ÈõÚõæáóÉ |