Sevinmek. Müjdelemek. Sevindirmek. Güler yüzle karşılamak. |
ÈóÔóÑó Èöåö ÜÜÜÜõÜÜ ÈóÔõÑðÇ |
Teni tenine dokundurdu. Cinsî münasebette bulundu. Bizzat (kendisi) yaptı. |
ÈÇÔóÑÒæÌóå |
Müjde. Müjdelik. |
ÇáÈöÔÇÑÉ : (Ì) ÈÔÇÆÑõ |
Turfanda. |
ÈÔÇÆÑÇáÝÇ ßåå æÇáÒÑÚ |
Güler yüz. |
ÇáÈÔúÑ |
Derinin yüzü. Yeryüzü. |
ÇáÈóÔóÑóÉ : (Ì) ÈóÔóÑ |
Müjde, müjdelik. |
ÇáÈõÔúÑóì : (Ì) ÈõÔóÑ |
Dine davet, misyonerlik. |
ÇáÊóÈúÔöÑ |
Güler yüzlü ve neşeli olmak. (-bi) : İyi karşılamak. |
ÈóÔøó æÌåõå ÜÜÜÜóÜÜ ßóãóá ÈóÔøóà ¡ æ ÈóÔÇÔóÉð |
Tadı bozuk olmak. Kaba ve sert olmak. Ağzın kokusu bozulmak. Huysuzlaşmak. Eğri çehreli olmak. (-bi) : Yemeği beğenmemek, tiksinmek. |
ÈóÔöÚ ÇáØÚÇãõ ÜÜÜÜóÜÜ ÈóÔóÚðÇ ¡ æ ÈóÔóÇ ÚÉð |