Yaratmak.

ÈóÑóÇ Çááå ÇáÎáúÞó ÜÜÜÜóÜÜ ÈóÑúÇð ¡ æ ÈõÑõæÁðÇ

İyileşmek, şifa bulmak. (-min) : Uzaklaşmak, ilgi kesmek.

ÈóÑöì ÇáãÑíÖõ ÜÜÜóÜÜ ÈóÑúÁðÇ æ ÈõÑúÁðÇ

Beraatine hükmetti.

ÈóÑøóÇ åõ ãä

Kurtuldu, uzaklaştı.

ÊóÈøóÑÃ ãä

Temizlendi. Beraat istedi.

ÇÓúÊóÈúÑóÃ

Beri, suçsuz. Ayın ilk ve son gecesi ve günü.

ÇáÈóÑÇÁ

Mazeret. Ultimatom, itimatname.

ÇáÈóÑÇÁÉó

Halk.

ÇáÈóÑíÆÉó Ü ÇáÈóÑöíøóÉ : (Ì) ÈóÑÇíÇ

Pençe.

ÇáÈõÑúËõä : (Ì) ÈóÑóÇËöäõ

Süslendi. Süsünü gösterdi.

ÊóÈÑ ÌÊ ÇáãÑÃÉ õ

Kale, burç.

ÇáÈõÑÌ : (Ì) à ÈÑÇÌ ¡ ÈÑæ Ì

Pergel.

ÇáÈóÑúÌá

Parmak mafsalı.

ÇáÈõÑúÌõãÉ : (Ì) ÈÑÇÌã

Zail olmak, geçmek. Meydana çıkmak. Terk etmek.

ÈóÑöÍó ÜÜÜÜóÜÜ ÈóÑóÍÇð ¡ æ ÈóÑóÇÍÇð ¡ æ ÈõÑõ æ ÍÇð

Dün gece.

ÇáÈÇÑöÍÉ

Geniş ve bitkisiz arazi. Açık iş. Yanlış görüş.

ÇáÈóÑóÇÍ

Serinlemek, soğumak. Sabit olmak. Bıkmak. Ölmek. Kolay olmak.

ÈóÑó Ïó ÜÜÜõÜÜ ÈóÑú ÏóÇð ¡ æ ÈõÑõæÏÇð

(bi) : Postaladı. – Akşamladı. (-o) : Su ile ıslattı.

ÃÈúÑó Ïó

(=) (-an) : Hafifletti.

ÈÑøóÏ áå

Nezle. Soğuk.

ÇáÈóÑúÏõ

Dolu.

ÇáÈóÑó Ïõ

Hırka.

ÇáÈõÑú ÏóÉ õ : (Ì) ÈõÑú Ïñ ¡ æ ÈõÑó Ï

Soğutan. Buz dolabı.

ÇáÈóÑøóÇÏóÉõ

Posta. Posta hayvanı. Elçi. Muayyen mesafe.

ÇáÈóÑöíÏõ : (Ì) ÈõÑõ Ïñ

Eğe, törpü.

ÇáãõÈÑóÏõ

Kadana.

ÇáÈöÑÐóæäõ

Makbul olmak. Revaç bulmak. (-o) : Kabul etmek. Ana-babaya saygı ve ilgi göstermek. Yeminini yerine getirmek.

ÈóÑøó ÍóÌå ÜÜÜöÜÜ ÈöÑøðÇ

(-fî) : Sözünde durmak.

 

(-bi) : Revaç bulmak.

 

Allah’a itâatkâr olmak.

(=)ÈóÑø ó ÜÜÜÜóÜÜ ßóãóáóø ÈöÑøðÇ

Kara yolculuğu yaptı. Çoğaldı. (-alâ) : Galip geldi. (-o) : Yeminini yerine getirdi.

Ãó ÈóÑøó

İtaatkâr.

Ýåæ ÈóÑñ (Ì) Ã ÈÑÇÑ . æ åæ ÈÇÑñ

İtaatkâr kul.

ÇáÈóÑøõ : (Ì) ÈóÑóÑóÉñ

Allah’ın bir ismi. Kara parçası.

ÇáÈóÑøõ : (Ì) ÈõÑõæ Ññ

Hayır, iyilik. Gönül.

ÇáÈöÑøõ

Buğday.

ÇáÈõÑøõ

Sahra, çöl.

ÇáÈóÑøöíøÉ : (Ì) ÈóÑÇÑÆ

Ortaya çıkmak. Sivrilmek. (-li) : Mübareze (düello) için ortaya çıkmak.

ÈóÑóÒó ÜÜÜõÜÜ ÈõÑõæ ÒðÇ

Aklı kemal bulmak. İffetli ve temiz olmak. Kadın açılıp saçılmak.

ÈóÑúÒó ÜÜÜõÜÜ ÈóÑÇÒÉð

S. müş.

Ýåæ ÈóÑúÒñ æ ÈóÑú Òì Ýåì ÈóÑúÒÉ

Dışarı çıktı. Büyük abdest bozdu.

ÊóÈóÑøóÒ

Boş arazi, çöl. Dışkı.

ÇáÈÑÇÒõ

İki şey arasındaki aralık, engel. Kıstak. Ölümle ba’s arasındaki âlem.

ÇáÈóÑúÒóÎó : (Ì) ÈóÑÇóÒöÎõ

Pamuk.

ÇáÈöÑõÓ

Zatulcenb.

ÇáÈöÑú ÓÇã

Abraş.

à ÈúÑóÔõ æ åì ÈóÑúÔÇÁõ ¡ (Ì) ÈõÑú Ôñ

Alaca hastalığına tutulmak.

ÈóÑöÕó ÜÜÜÜóÜÜ ÈóÑóÕðÇ

S. müş.

à ÈúÑóÕõ ÈóÑúÕÇÁõ : (Ì) ÈõÑú Õñ

Akrep.

ÓÇãõ Ã ÈúÑóÕó : (Ì) ÓóæóÇãøõ Ã ÈúÑóÕó

Alaca illeti.

ÇáÈóÑó Õõ

Tıpa.

ÇáÈõÑú Õõæãõ

Su azalmak, az çıkmak. Taze bitmek. (-li) : Az vermek.

ÈóÑóÖó ÇáãÇÁõ ÜÜÜÜõÜÜ ÈóÑÖÇð æÈõÑõæÖÇð

Sert uzun taş, külünk, dişeği. Rüşvet.

ÇáÈöÑØöíáõ : (Ì) ÈóÑóÇØíáõ

Gece karardı. Kızdı, surat astı, kin bağladı.

ÈóÑúØã Çááíáõ

Emsalini geçmek. (-o) : Çıkmak. Galip gelmek.

ÈóÑó Ú ÜÜÜóÜÜ ÈõÑõæÚðÇ

(bi) : Üzerine düşmeyeni karşılıksız verdi.

ÊóÈóÑø Úó

Tam üstünlük. Emsalinden üstün yazıp konuşma. Fesahat.

ÇáÈóÑÇÚÉ

Tomurcuk.

ÇáÈõÑúÚõãõ : (Ì) ÈöÑÇÚöãõ

Pire.

ÇáÈõÑú Ûæ Ë : (Ì) ÈóÑóÇ ÛöíËõ

Bulgur.

ÇáÈõÑú Ûõá

Şimşek çakmak. Parlamak. Tehdit etmek. Gözler dikilip kalmak.

ÈóÑóÞó ÇáÈóÑúÞõ ÜÜÜõÜÜ ÈóÑúÞðÇ ¡ æ ÈÑíÞðÇ

Korkmak. Gözleri kararmak. Siyah-beyaz olmak.

ÈóÑöÞó ÜÜÜÜóÜÜ ÈóÑóÞðÇ

S. müş.

ÝåæÃÈÑÞ æåì ÈÑ ÞÇÁ ¡ (Ì) ÈõÑ ú Þñ

Şimşek çaktı. Tehdit etti. Telgraf çekti. Yağmur yağdı.

ÃÈúÑó ÞóÊö ÇáÓøãóÇÁõ

Şimşek.

ÇáÈóÑúÞõ

Telgraf.

ÇáÈóÑú ÞöíøÉ

Başörtüsü.

ÇáÈõÑúÞóÚõ ¡ ÇáÈõÑú ÞõæÚ Ü (Ì) ÈóÑóÇÞöÚõ ¡ ÈóÑóÇÞöíÚõ

Erik. Kayısı.

ÇáÈõÑúÞæÞ

Deve çökmek. Sebat etmek, kalmak. Gayret etmek. Devam etmek, devamlı yağmur yağmak.

ÈóÑóßó ÇáÈÚíÑõ ÜÜÜÜõÜÜ ÈõÑõæßÃð ¡ æ ÊóÈúÑÇßð

(-alâ) : Devam etti. (alâ, fî) : Hayır ve bereket verdi.

ÈÇÑß

Yüceldi. Mukaddes ve münezzeh oldu. Hayır ve uğur umdu.

ÊÈÇÑß

(bi) : Hayır ve uğur umdu.

ÊóÈóÑøß

Artma, fazlalaşma. Mutluluk.

ÇáÈóÑóßÉ

Yanar dağ.

ÇáÈõÑú ßÇäõ

İpi iki kat edip bükmek. Sağlamlaştırmak.

ÈóÑóãó ÇáÍÈáó ÜÜÜÜõÜÜ ÈóÑúãðÃ

Üzüm koruk oldu. (-o) : Canını sıktı. Te’yid etti. Kesinleştirdi.

à ÈúÑóã

Burgu.

ÇáÈóÑøöíãÉõ

Taş kazan.

ÇáÈõÑú ãóÉõ : (Ì) ÈõÑó ãñ

İki neviden meydana gelen şey. Kemer. Nazarlık. Koyun ve keçiden karışık sürü.

ÇáÈóÑöíãõ

Cetvel. Liste. Program.

ÇáÈóÑú äÇ ãóÌõ : (Ì) ÈóÑÇ ãöÌõ

Başı bedeninden olan ve ona bitişik elbise. Kavuk. Bornoz.

ÇáÈõÑú äõÓõ : (Ì) ÈóÑóÇ äöÓ

Şapka.

ÇáõÈóÑú äöíØóÉ : (Ì) ÈóÑÇäíØ

Bir müddet.

ÇáÈóÑú åóÉ õ : (Ì) ÈõÑó Éñ

Delil getirdi.

ÈóÑú åóä

Kesin delil.

ÇáÈõÑúåÇä : (Ì) ÈóÑóÇåöíäõ

Halka yapmak. Buruna halka takmak. Yontmak, düzeltmek. Yaratmak.

ÈóÑóÇ ÇáÈõÑóÉó ÜÜÜÜõÜÜ ÈóÑúæðÇ

Halka. Bilezik, küpe, yüzük.

ÇáÈõÑóÉ : (Ì) ÈõÑÇÊñ æ ÈõÑðì

Yontmak. Uç açmak. Zayıf düşürmek.

ÈóÑóì ÇáÚæÏóà æ ÇáÍÌÑóæ äÍæåãÇ ÜÜÜöÜÜ ÈóÑú íÇð

Rekabet etmek. Müsabaka yapmak.

ÈÇÑÇå Ýì ÇáÃãÑãÈÇÑÇÉð

Kalemtıraş.

ÇáÈóÑóøÇÁÉ

Kalemtıraş, çakı.

ÇáãöÈúÑóÇÉ : ÇáÈóÑøóÇÁÉ (Ì) ãóÈóÇÑò