Her şeyin ortası ve hayırlısı. |
البُحبُو حةُ |
Halis, katkısız olma. |
بَحُتَ الشى ْ : ــــُــ بُحُو تَةً ، و بَحْتّا |
Halis, katkısız. Yavan. |
البَحْتُ |
Yeri kazıp bir şeyi aramak. (-an) : Aramak, araştırmak. (-fî) : İncelemek. |
بَحَثَ الأ رضَ و فيها ــــَــ بَحثا |
Araştırma. Bahis. |
البَحْثُ (ج) بُحُو ثٌ ، و أ بْحَاثٌ |
Ses kısılması, ses kalınlaşması. |
البُحَّة |
Genişledi, derinleşti. |
تَبحَّر |
Deniz. Meşhur âlim. |
البَحْر (ج) أبْحُرٌ ، و بُحُو ر ، و بِحا رٌ |
Göl. |
البُحَيْرة |
Beş nesil doğuran deve. |
البَحيِرة : (ج) بحاءرُ ، و بُحُ رٌ |