Ya ..., yahut ..., ...ye kadar. |
أَوْ |
Dönmek. Tevbe etmek. Gurup etmek. |
آبَ ، إليه ــــُــ أوْباً واَوبَةً وإيابا و مَآباً |
Çok tevbe eden. Sucu. |
الأوّاب |
Yükseklik. |
الأوْجُ |
Hararet. Susuzluk. Duman, alev. |
الأوار : (ج) أ ورٌ |
Kaz. Tıknaz adam. |
الإوَزُّ |
Kurt. |
الأوْسُ |
Okka, kıye. 7 miskal. 40 veya 12 dirhem . |
الأُوقِيَــةُ ك ، (ج) أواقٍ |
Dönmek. Bir halden başka bir hale dönmek. (-an) : Vazgeçmek. (-alâ) : İdare etmek. – Eksilmek. (-o) : Reddetmek |
آلَ إليه ـــُــ أوْلأً وَإ يالأً و أيْلُولَةً و مآلأً |
Döndürdü. İade etti. (-o) : Açıkladı. Tabir etti. |
أوّلَ الشىءَ إليه |