Şart edatıdır. “Eğer”. Kendisinden sonra ( إِ لاّ ) gelirse olumsuzluk bildirir. |
إِنْ |
Ben. Azarladı, sitem etti. |
أ نَا |
Kınadı. Reddetti. |
أ َنَّبَهُ |
İki boğum arasında kalan kamış parçası, boru. Kanal. |
الأنْبوب |
Muhatap ikinci şahıs zamirleri. |
أ نْتَ ، أنتما ، أنْتُمْ ، أنْتِ ، أنْتُنّ |
Yumuşadı, yumuşak davrandı. (-o) : Kelimeyi müennes yaptı. |
أنَّثَ فى الأمر |
Dişi |
الأنْثى : (ج) إناث جج أنا ثى |
Husyeler. İki kulak. |
الأنْثَيان |
Kadına benzeyen erkek. |
المُؤَ نَّثُ |
Armut. |
الإنْجاص |
Yadırgamamak, yalnızlığını gidermek, sevinmek. |
أنَسَ : به وإليه أ نْساً |
Eğlendirmek, avutmak. Hissetmek. Görmek. İşitmek. Bilmek. |
آنَسَ : فلاناً إيناَ ساً |
Cana yakın. Sempatik. |
الآنِسَةُ ، مؤ نث الآ نِس ، (ج) أوَانِسُ |
İnsan nev’i. |
الإنْسُ ، الأ نَسُ |
İnsan. |
الإنْسا َنُ ، (ج) أناسىءّ ، أناسُ ، ناس |
Gözbebeği. |
و إنسلنالعين |
Cana yakın. Arkadaş. |
الأنيسُ |
İlmekli düğüm. |
الأنْشُو طَة ، (ج) أناشيط |
Burunsalıktan devenin burnu acımak. Aşermek. (-min) : Çekinmek, tenezzül etmemek, beğenmemek. |
أنِفَ ، البعيرُ ــــَــ أ نَفاً |
Başladı. Karşıladı. Mukadder suale cevap verdi. Hükmü temyiz etti. |
استَأ نَفَ الشى ءَ |
Yakın geçmiş, az önce. |
الآ نِفُ |
Burun. Uç, taraf. Zirve. Ulu. |
الأ نْفُ (ج) أنُوف و آنافْ ، و آنُف |
Yeni. |
اَلأ ُنفُ |
İzzeti nefse dokunacak şeyi kabul etmemek. |
الأَ نَفة |
Güzel olmak, hoşa gitmek. Sevinmek. (-bi, li) : Beğenmek, sevmek. |
أَنِقَ ـــَــ أ نَقاً ، وأَ نا قَةً |
Hoşlandı. En güzeli aradı. (-fî) : İyi yaptı. |
تأنَّق |
Halk. |
الأنامُ |
Örnek. |
الأنْمُوذجُ : (ج) نما ذج |
İnlemek. |
أنَّ : ـــِــ أنًّا ، وأنيناً ، وأناناً ، وأنَّةً |
Gerçeklik ve te’kid ifade eder : “Gerçek, şüphesiz...” |
إنًّ |
Gerçeklik ve te’kid ifade eder : “ki”. |
أنَّ |
“Ancak, yalnız”. |
اِنَماَ ، انَّمَا |
Nerde olursa... Nereden, ne zaman, nasıl? |
أَنَّى |
Zamanı gelmek, yaklaşmak. Yavaş ve yumuşak hareket etmek. |
أنَى : ـــِــ أنْىً ، وإنَى ، وأنَاة |
Vakti geldi. (-o) : Mühlet verdi. Yavaş ve yumuşak hareket etti. |
تَأَنَّى |
Gece zamanı, gece boyunca. |
الآناء |
Yemek ve su kabı. |
الإناءُ : (ج) آنية ، جج أوانٍ |