Kısa kadın elbisesi. |
ÇáÅöÊúÈõ |
Turunç. |
ÇáÃõÊúÑõÌø |
Matem. Yaslı insan topluluğu. |
ÇáóãÃÊóãõ : (Ì) ãóÂÊã |
Dişi eşek. Kuyu taşı. |
ÇáÃóÊóÇä (Ì) ÃÊõä ¡ æ ÃõÊúä |
Fırın, külhan. |
ÇáÃÊõæäõ |
Doğru ve çabuk gitmek. Ağaç meyve tutmak, bereketli olmak. |
ÃÊóÇó ÇáÔÌÑõ ÜÜÜõÜÜ ÃóÊúæðÇ ¡ æ ÃóÊÇÁð ¡ æ ÅÊÇÁð |
Vergi, harc, rüşvet. |
ÇáÅÊÜÜÜÜóÜÜÇæÉ : (Ì) ÃóÊÇæóì |
Gelmek. Yapmak. (-alâ) : Uğramak. Tüketmek. |
ÃÊì ÜÜÜöÜÜ ÃÊúíÇð ¡ æ ÅÊúíÇäðÇ ¡ æÅÊíøÇ ¡ æãóÃúÊðì |
Ordu ansızın basıldı. – Vehimlendi. |
ÃõÊöìó ÇáÌíÔõ æäÍæå |
Verdi, karşılık verdi. (-alâ) : Muvafakat etti. |
ÂÊóì ÝõáÇäÇð ÇáÔìÁó |
Hazırladı. Yol açtı. |
ÃóÊøðì ÇáÔíÁó |
(li) :Yoluna girdi. Hazırlandı. |
ÊóÃÊøìó |
İşin hakkından gelen. Garîp. Sel. |
ÇáÃóÊöìøõ |