ŞEYH REYHAN ADENÎ
Meşhûr
velîlerden. On üçüncü asırda yaşamıştır. Doğum ve vefât târihleri bilinmiyor.
Babası Abdullah Efendidir
Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ
kitabının müellifi bâzı kerâmetlerini şöyle nakletmiştir: "İmâm-ı Yâfiî'ye
sözüne güvenilir bir kimse
şöyle anlatmıştır: Ramazan ayında bir akşam yatsı namazı vakti sıralarında
çarşıya çıktım. İhtiyâcım olan bâzı şeyleri satın alacaktım. Reyhan bin Abdullah
hazretleri ile karşılaştım.Beni yanına çekti ve havaya yükseltti. Havada
yükselince korkup yere indirmesini istedim.Bunun üzerine beni yere indirdi ve;
"Seni mutlu etmek istedim. Ama istemedin!" dedi.
Onun
zamânındaki şeyhlerden bir zât, talebelerini hurma satın almaları için çarşıya
göndermişti. Talebeler çarşıda hurma bulamayıp geri döndüler.Dönerken yolda
Reyhan bin Abdullah hazretlerine rastladılar. Onları görünce; "Bakınız hocaları
hurma istemiş bunlar eli boş dönüyorlar. Gidiniz falanca yerde falanın evinde
hocanızın istediği şeyi bulursunuz." dedi. Târif ettiği yere gidip oradan hurma
aldılar ve hocalarına götürdüler.Yolda Reyhan bin Abdullah hazretleri ile
karşılaştıklarından bahsettiler. Bunun üzerine hocaları; "Keşke Şeyh Reyhan'ı
görebilseydim." dedi. O sırada Şeyh Reyhan bulundukları mescide geldi. Bir saat
kadar sohbet ettiler.Sonra gitti. O zât, Reyhan bin Abdullah hazretlerine hayran
kaldı.
Reyhan
bin Abdullah'ın da aralarında bulunduğu bir cemâat bir gece Aden surlarının
kapılarının kapatılması sebebiyle dışarda kalmışlardı. Geceyi Aden sâhilinde
geçirmek mecburiyetinde kaldılar. Gece vakti onu sevenlerden biri huzûruna
varıp; "Acıktım. Canım herise yemek istiyor." dedi. "Ben heriseci miyim?"
dediyse de o kimse ısrar etti. Bunun üzerine bir de baktı ki, önünde tabak
içinde herise duruyor.Bu işin Reyhan bin Abdullah hazretlerinin kerâmeti ile
olduğunu anlayıp, bu defâ herisenin üzerine yağ istedi. Şeyh hazretleri; "Şuna
bakınız. Ben yağcı mıyım, bir de benden yağ istiyor?" dedi. O kimse ısrar etti.
Bunun üzerine ona bir kap verip; "Al şu kabı git denizden su doldur gel de
abdest alalım." dedi. Gidip suyu getirince, o sudan herisenin üzerine biraz
döktü. Kerâmetiyle döktüğü su gâyet nefis bir yağ oldu. Hayatta o yemekten daha
lezzetli bir yemek yemedi.
KAYNAKLAR
1)
Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.14
|