|
ŞEYH KÖSTENDİLLİ HASAN EFENDİ
Rumeli'de yetişen velîlerden. Doğum târihi ve hayâtı hakkında fazla bilgi
yoktur. Halvetiyye tarikatında idi. 1610 (H. 1019) senesinde Köstendil'de vefât
etti. Büyükköprü denilen kabristana defnedildi. Ârif, kâmil, âlim, ilmiyle amel
eden mübârek bir zat idi.
Hasan
Efendinin talebelerinden biri her hafta pazarda dolaşıp geldikten sonra
hocasına: "Çarşı pazarda dolaşırken herkesi halleri ne ise, o hallerine uygun
olan hayvan sûretinde görüyorum. Yalnız bir genç sipahiyi, asıl sûreti olan
insan sûretinde görüyorum. Onu hiç hayvan sûretinde görmedim." diye anlatırdı.
Hasan Efendi de bu anlattıkları karşısında sükut eder, bir şey demezdi. Hasan
Efendi bir gün o talebesine; "Bizim bu günlerde bir işimiz var. O insan
sûretinde gördüğün sipahi genci bana çağır!" dedi. Talebe gidip, o sipâhiyi
çağırdı. Sipâhi huzura gelince Hasan Efendi, insanları irşad ve terbiye etmesi
için yerine onu tâyin etti. Birkaç gün sonra da vefât etti.
Hasan
Efendinin kabri şehir dışında olduğu için bir süre sonra yeri kayboldu.
Köstendil sancağı mutasarrıfı Ali Paşazâde Abdi Paşa zamânında ölüm cezâsına
çarptırılan bir suçluyu yolda bir ağaca asmışlardı. O ağaç, Hasan Efendinin
mezarının karşısına geliyordu. O gece Abdi Paşa rüyâsında Hasan Efendiyi gördü.
Hasan Efendi; "O suçluyu niçin benim karşımda astın. Çabuk onu oradan kaldır."
dedi.Abdi Paşa korkuyla uyandı ve hayretler içinde kaldı. Tekrar yattı.Yine
rüyâsında Hasan Efendiyi çok hiddetli gördü. Abdi Paşa korkarak uyandı ve hemen
Kethüdâsını çağırttı. Ağaçta asılı olan suçluyu indirtti. Sabah olunca ulemâyı
toplayıp, oralarda evliyâdan hangi zâtın olduğunu sordu. Hiç kimse bilemedi.
Köstendil'de bulunan Şeyh Mustafa Efendi bildi ve kabri bizzat bildirdi. Bunun
üzerine Abdi Paşa, kabrin üzerine türbe yaptırmak istedi. Hazırlıklarına
başladığında bir gece rüyâsında Hasan Efendiyi gördü. Hasan Efendi; "Üstüme
türbe yaptırma!" dedi. Bunun üzerine Abdi Paşa kabrin etrâfını kâgir bir duvarla
çevirdi. Sıkıntısı olanlar, Hasan Efendinin kabrini ziyâret edip, onu vesile
ederek Allahü teâlâya yalvarırlar.
KAYNAKLAR
1) Bahr-ul-Velâye;
(Süleymaniye Kütüphânesi. Hacı Mahmud Kısmı, 4528) s.344
|
|