|
SEYYİD RADIYYÜDDÎN ALİ
Tasavvuf büyüklerinden. Seyyid Cemâleddîn-i Ezherî'nin talebesi, Sırrî Ali'nin
üstâdıdır. İsmi Ali, künyesi Ebû Muhammed ve lakabı Radıyyüddîn'dir. Nâtıkî diye
de tanınır. Tebrîz yakınlarında bulunan Uçyâr isimli köyde doğduğu bildirilen
Seyyid Ali'nin, gençliği Tebrîz'de geçti. 1320 (H.720) senesinde Horasan
taraflarında vefât etti. İmâm-ıAli Rızâ şehidliğinde medfûndur.
Seyyid
olup, nesebi hazret-i Hüseyin'e dayanır. Radıyyüddîn Ebû Muhammed Ali,
çocukluğundan îtibâren ilim ile meşgûl oldu. Devamlı olarak Tebrîz'de ilim
öğrendi. Tahsîlini tamamlayıp, fetvâ verecek dereceye yükseldikten sonra,
Horasan taraflarında bulunan Herat şehrine kâdı olarak tâyin edildi. Bu vazîfeyi
kabûl edip, Herat'a geldiği gece bir rüyâ gördü. Rüyâsında kıyâmet kopmuş,
insanlar mahşer yerinde toplanmışlardı.Hesapları görülenlerden cehennemlik
olanlar, Zebânî ismindeki vazîfeli melekler tarafından Cehennem'e götürülüyordu.
Seyyid Ali gördü ki, eski Herat kâdılarından birisi de Cehennem'e götürülürken,
Seyyid Ali'yi göstererek; "Benim yerime kâdı olan budur. Bunu da ateşe atın."
dedi. Bunun üzerine Zebânîler Seyyid Ali'yi de alalım mı, almayalım mı? diye
tereddüt içinde iken, seyyidlerden bir zât gelip Seyyid Ali'yi oradan aldı ve
başka bir tarafa götürdü. Rüyânın tesiri ve heyecânı ile uyanan Seyyid Ali, bu
rüyâyı bir işâret kabûl edip, derhâl vazifesinden istifâ etti. Rüyâda,
kurtulmasına sebep olan zâtın kim olduğunu araştırmak üzere seyahate çıktı.
Herat'tan ayrıldı. Dostlarına tanıdıklarına, sebebini soranlara, kâdılıktan
niçin istifâ ettiğini hiç söylemedi.
Seyahati sırasında yolu, birgün Geylân bölgesinde bulunan Poteste isimli köye
düştü. Seyyid Cemâleddîn-i Ezherî de bu köyde bulunuyordu. Fakat Seyyid Ali bu
durumu bilmiyordu. O köyden geçerken, önüne bir talebe çıkıp selâm verdi ve;
"Hocamız sizi istiyor" dedi. Seyyid Ali çok hayret edip, çok da meraklandı. O
talebe ile birlikte dergâha geldiler. Burası Seyyid Cemâleddîn hazretlerinin
dergâhı idi. Huzûruna vardıklarında, Seyyid Cemâleddîn, Seyyid Ali'ye iltifât
edip; "Rüyânda gördüğün, senin kurtulmana vesîle olan zâta benziyor muyuz?"
dedi. Seyyid Ali çok hayret edip ve daha dikkatli bakınca onun, rüyâda gördüğü
zât olduğunu anladı.Hemen önüne diz çöküp o büyük zâtın talebelerinden oldu.
Zâhirî
ilimlerde zâten kemâle gelmiş olan Seyyid Ali, Cemâleddîn-i Ezherî'nin huzûrunda
da bâtınî ilimlerde kısa zamanda yükseldi. Seyyid Cemaleddîn'in en önde gelen
talebelerinden ve halîfelerinden oldu. Ona hocası tarafından icâzet ve hilâfet
verilip, insanlara fâideli olması maksadıyla Horasan taraflarına gönderildi.
Vefâtına kadar orada hizmet edip, insanlara çok fâideli oldu. Kendisinden
istifâde edenlerin sayıları pekçoktur. Sohbetleri çok kıymetli ve tesirli idi.
KAYNAKLAR
1)
Lemezât (Süleymâniye Kütüphânesi Hâlet Efendi kısmı, 281 numaralı kitap.)
2)
İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.11, s.36
|
|