MUHAMMED KARSÎ
Büyük
velîlerden. İsmi Muhammed Karsî, künyesi Ebü's-Sirâc, lakabı Nûreddîn'dir.
Kars'da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. Heri (Herat) şehrinde yaşadı. 1400
(H.803) târihinde Kars civârında vefât etti.
Muhammed Karsî, evliyânın büyüklerinden Muhammed Harezmî'nin bereketli
sohbetlerinde yetişti. Kendisinden ilim ve edeb öğrenip velîlerin önde gelenleri
arasına girdi. Güzel halleri ve kerâmetleri görüldü. Hocasından Herî (Herat)
şehrinde icâzet, diploma alıp geriye memleketi olanKars'a döndü. Orada Kars'ın
müftîsi ve hatîbi olarak hak yolun bilgilerini
öğretti. Çok talebe yetiştirdi. Meânî ve beyân hakkında eserleri vardır.
Minhâc-ül-Müzekkîn onun eseridir.
Muhammed Karsî hazretleri ömrünü Allahü teâlânın dînine hizmetle geçirdi.
Çocukları da sâlih kimseler idiler. Vefâtlarından yedi yıl kadar geçtikte
oğullarından biri vefât etti. Onu babalarının kabri yanına defnetmek istediler.
Kabri açtıklarında, toprak çöktü ve Muhammed Karsî hazretlerinin mübârek vücûdu
taptâze ortaya çıktı.Yalnız mübârek beyni biraz çökmüş bir haldeydi. O günlerde
zamânın evliyâsından biri rüyâsında Muhammed Karsî hazretlerini gördü ve ona
kabir hâlinden sordu. Muhammed Karsî hazretleri de ona; "İlk talebe olduğum
yıllardaydı. Bir gün sokaklardan birinde giderken güzel bir kadınla karşılaştım.
İnsanlık icâbı ona baktım. O kadın yanımdan geçerken de güzel kokular saçmıştı.
O zaman içimden; "Bunun hakîkî güzelliği kimbilir nasıldır?" diye geçirdim. Daha
sonra pişman oldum, tövbe ve istiğfâr ettim. Kabrimde beynimin çökmüş olması,
onun cezâsıdır." buyurdu.
Muhammed Karsî hazretlerine günahlardan soruldukta, o; "Hak yola girmiş kişi
küçük günahlardan da çok sakınmalıdır. Zîrâ bu yolda küçük günah büyük günah
sayılır. Hak yolcusunun organlarını günah işlemekten koruması lâzımdır. Zîrâ
günâh, gönle ve bedene zarar verir." buyurdu.
KERÂMET VE MENKÎBELERİ
KAYBOLAN
HAVLU
Muhammed Karsî hazretleri zamânında Kars'ta Şeyh Kemâl isminde hal ehli geçinir
biri vardı. Çok kimse onun etrâfında toplanmıştı. Kendisi de bu hâlini beğenir,
kibirlenirdi. Ayrıca Muhammed Karsî hazretleri hakkında iyi konuşmaz sû-i zan
ederdi ve; "Hiç bâtınî, kalbî ilimle zâhirî ilim bir araya gelir mi?" diyerek
evliyâlık hallerine inanmazdı. Bir gün Kars'ta birisinin çamaşır yıkadıktan
sonra kuruması için bahçesine astığı havlusu kayboldu. Ne kadar aradılarsa
bulamadılar. Netîcede bâzıları kötü zan ve şüphe altında kaldı. Tam o günlerde
Muhammed Karsî hazretleri Şeyh Kemâl'in evine gitti ve onun sığırını satın almak
istedi. Şeyh Kemâl de sığırını sattı. Muhammed Karsî hazretleri sığırı satın
aldıktan sonra hemen orada kesti ve acele ile karnını yardı. İçinden daha önce
kaybolan havluyu çıkardı. Şeyh Kemâl bu hâli görünce, Muhammed Karsî
hazretlerinin bâtın ilmine sâhip kerâmet sâhibi büyük bir zât olduğunu anlayıp
ellerine sarıldı ve özür diledi. Talebeliğe kabûl etmesini istedi. Onun önde
gelen talebeleri arasına girdi.
KAYNAKLAR
1)
Lemezât, Üniversite Kütüphânesi, No: 1894, v.126
|