MEHMED HASÎB DÜRRÎ
Gâziantep velîlerinden. 1848 (H. 1264) senesinde Anteb'in Karacaoğlan
mahallesinde doğdu. Babası, Şam ve Mısır'da ilim tahsîl etmiş âlim bir zât olan
Hacı Hâfız Ahmed Efendidir. İlim ehli bir âilenin çocuğu olarak dünyâya gelen
Hasib Dürrî, küçük yaşta ilim tahsîline başladı. İyi bir medrese tahsîli gördü.
Arapça ve Farsçayı çok iyi öğrendi. Şuaybzâde Ali Âkif Efendinin feyzli
sohbetlerine katılarak ona talebe oldu. Ali Âkif Efendinin hoca silsilesi
Abdullah-ı Dehlevî hazretlerine ulaşır.
Hasîb
Dürrî Efendinin ikisi matbû olmak üzere üç eseri vardır. Bunlardan
Tecvîd-i Dürrî matbû değildir. Bu eser akıcı bir dille tecvid kâidelerini
anlatmaktadır. İkinci eseri Zübdet-ül-Ferâiz olup, İslâm hukûkunda mîrâs
taksimini anlatır. İstanbul'da basılmış olan eserin bir özelliği de yarısı
manzum, yarısı nesir olmasıdır. Son eseri ise Âteş-i Sûzân'dır ve şiir risâlesidir.
Hasîb
Dürrî, hayâtının sonlarına doğru yakalandığı kemik vereminden kurtulamayarak
1913 (H.1332) senesinde vefât etti. Kabri Gâziantep'tedir.
Hasîb
Dürrî, şiirle sık sık Abdülhamîd Hanı medhederdi. Bu şiirlerinden birisi
şöyledir:
Şâh-ı
cihânbân Abdülhamîd Han
Rûy-ı
zemini kıldı gülistân
Soyulmuştu güller bâd-ı hazândan
Olmuştu
sümbül gâyet perişân
Ezhâr-ı
gülşen hep tâzelendi
Oldu
zamânı mânend-i nisan
Bağı
cihâna geldi taravet
Her
sebze oldu bir verd-i handân
Her
millet ister anın bakâsın
Her
fırka olmuş lütfuyla şâdân
Kadr-i
maârif buldu terakkî
Baş
tâcı oldu erbâb-ı irfân
Mektepler açtı her memlekette
Cümle
fünûnu öğrendi sıbyân
Sorsam
felekten görmüş mü eyâ
Âlemde
böyle bir şâh-ı zîşân
Mehmed
Hasîb Dürrî'nin tasavvuf esaslarından bahseden şiirlerinden biri:
Tarik-i
Nakşibendde şart-ı evvel terk-i bid'attır
İkinci,
îtikâd-ı ehl-i sünnet ve'l cemâattir
Üçüncü
gaflet ile ettiği cürme edip tevbe
Maâsî
semtine gitmem deyü azm ile niyyettir.
Düşerse
kalbine bir katre nâgeh çirk-i isyândan
Anın
sabunu istiğfârdır, âbı inâbettir.
Azimet
râhını derpiş edip her bir umûrunda
Güzel
ahlâk ile her dem tahallük istikâmettir
Bu
ilmin haddi terk-ı mâsivâ, hem hubb-ı fillahdır
KAYNAKLAR
1)
Gâziantep Evliyâları
|