CİLD       ALFABE       KONU       KABR-İ ŞERİFLER

1.   2.   3.   4.   5.   6.   7.   8.   9.   10.   11.   12.
     
 

HİDÂYETULLAH ERBİLÎ

İslâm âlimi ve büyük velîlerden. Ehl-i sünnet âlimlerinin ve evliyânın en yükseklerinden olan Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halîfelerindendir. Irak'ta bulunan Şehrezûr beldesine yakın Erbîl beldesinden idi. On dokuzuncu asırda yaşamıştır.

Önceleri ümmî idi. Sonra kerâmetler sâhibi, firâseti ve ileri görüşlülüğü çok kuvvetli olan Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin huzûruna vardı ve sohbetlerinin tatlılığını görerek, bir daha yanından ayrılmadı. Devamlı şeyhin hizmetinde bulunup tasavvuf yolunda ilerledi. Nefsini kötü huylardan ve çirkin sıfatlardan temizledi. Ancak Hidâyetullah Erbilî aklî ve naklî ilimlerden hiç tahsîl görmemişti. Bu ilim dallarında bir bilgisi yoktu.

Bir gün Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri ona; "Senin üzerine öyle bir vakit gelecektir ki, o vakitte aklî ve naklî ilimlerin okutulmasında muhtâc olacaksın. Şâyet okutmaz isen seni yurdundan çıkarırlar." dedikten sonra her bir kitabın özellikle ilk sayfasını okumasını emir buyurdu. Hocasının emrine uyarak aklî ve naklî ilimleri tahsîl etti. Bundan sonra özellikle ince konuların işlendiği kitapların okutulması konusunda kendisine icâzet verildi.

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin vefâtından epeyce sonra sözünün sırrı açıklık kazandı. Osmanlı vâlilerinden Mahmûd Paşa, Erbîl ve civârına varınca, hakîkatte ilim ile meşgûl olmayan, görünüş olarak o mevkilerde bulunan imâm ve şeyhlerin hepsinden şehri terketmelerini istedi. Bunun üzerine Hidâyetullah Erbilî hazretleri aklî ve naklî ilimleri tahkikli bir şekilde okutmaya başladı. Mevlânâ Hâlid hazretlerinden aldığı ilim ve mârifetleri talebelerine büyük bir sabırla anlattı. Onların gönüllerinde hakîkat bahçelerinin güzel meyvelerinin olgunlaşması için uğraştı. Bütün ilim âşıkları huzûruna koşarak, ondan istifâdeye başladılar. Gelenler; "Biz bu zamâna kadar bu zâtın böyle bir ilme sâhib olduğunu bilmiyorduk. Halbuki ilim ve edeb sâhiplerinden kadri yüce bir âlimmiş." diyerek hayretlerini bildirdiler.

Sonra, Mahmûd Paşa da onun yüksekliğini daha iyi anlayıp, huzûruna, sohbetlerine koşmuş ve duâlarını istirhâm etmiştir.

Ömrünün sonuna kadar insanlara doğru yolu göstermek ve ders vermekle meşgûl olan Hidâyetullah Erbilî hazretleri, vefât ettiğinde Bağdât'ta medfûn âlimlerin sultânı, büyük velî Mevlânâ Şeyh Yahyâ Mervezî Hâlidî'nin yanına defnedildi.

 

KAYNAKLAR

1) Mecd-i Tâlid; s.91

2) Şems-üş-Şümûs; s.131

3) Hadâik-ül-Verdiyye; s.259

4) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.18, s.44