CÂMÎ AHMED DEDE
İstanbul'da
yetişen büyük velîlerden. On yedinci asırda yaşamıştır. Doğum târihi belli
değildir. Hayâtı hakkında fazla bilgi yoktur. Tahsil çağına geldiği andan
îtibâren ilim öğrenmeye başladı. Boş vakitlerini devamlı ibâdetle geçirirdi.
Babasının vefâtından sonra Mevlevî şeyhlerinden Subûhî Dede'nin sohbetlerine
devâm etti. Doğruluğu, teslîmiyeti ve hocasının nazarları bereketiyle mânevî
ilimlere kavuştu. Babasının vefâtından sonra kardeşlerinin ihtiyaç içerisinde
olduklarını görüp, şefkat ve merhametinden kendisine düşen mîrâsın hepsini
onlara bıraktı. Sebebini sorduklarında; "Malları verip, halleri aldık." cevâbını
verdi.
Hocası
Subûhî Dede'nin vefâtından sonra, yerine geçerek insanlara doğru yolu
göstermekle, onları rûhen olgunlaştırmakla meşgul oldu. Duâsı makbul olmasıyla
meşhurdu. Allahü teâlânın izniyle yanına gelen hastalar şifâ bulur, sıkıntısı
olan sıkıntıdan kurtulurdu.
Ahmed Dede,
hocasının yerine geçtikten sonra hac farîzasını yerine getirmek için Mekke-i
mükerremeye gitti. Yolculuk esnâsında rastladığı bütün peygamberlerin
makamlarını ve velîlerin kabirlerini ziyâret etti. Ahmed Dede, ihrâma girilen
yer olan Mîkât'ta berâberindekilere şöyle buyurdu: "Talebe Mîkât'a ulaştığında
günah kirlerinden tövbeyle temizlenmeli, dünyâ bağları ve düşüncelerinden
soyunmalı, tam bir teslimiyetle telbiye getirmelidir." Buyurduğu gibi temiz
niyetlerle hac vazîfesini yerine getirdi. Peygamber efendimizin mübârek
kabirlerinde göz yaşı döktü, bütün müslümanlara duâlar etti. Hac dönüşünde
herkese hâline göre hediyeler verdi.
Câmî Ahmed
Dede hac dönüşünden kısa bir süre sonra vefât etti. Yerine talebelerinden Ahmed
Dede geçti. Vefât târihi belli değildir.
KAYNAKLAR
1) Sefîne-i
Nefîse-i Mevleviyân; c.2, s.106
|