BAYTAZZÂDE HACI ABDULLAH
Gâziantep
velîlerinden. İsmi Abdullah, babasınınki Muhammed Efendidir. 1819 (H.1235)
senesinde Kilis'te doğdu. Babası Muhammed Efendi, Çekmeceli Câmiinde müderrislik
yapardı. Sülâlesi Taşkent bölgesinden hicret edip, Kilis'e yerleşmişti.
Küçük yaşta
anne ve babasını kaybeden Baytazzâde, bir komşusunun himâyesinde büyüdü. İlk
tahsîlini tamamladıktan sonra, Akçurun Câmii müderrisi Hacı Hâfız Efendinin
derslerine devâm etti.
Baytazzâde
ilim tahsîline devâm ettiği sıralarda, Kilis ve havâlisi Mısır Hidivi Kavalalı
Mehmed Ali Paşanın oğlu İbrâhim Paşa tarafından işgâl edildi. İbrâhim Paşa,
ordusuna katılmak üzere Kilislilerden gençler istedi.Paşaya asker olarak verilen
gençler arasında yetim Abdullah da vardı. İbrâhim Paşa bu gençleri Mısır'a
gönderdi.
Baytazzâde
Abdullah Efendi Mısır'da iki yıl askerlik yaptı. Bu arada Kölit adındaki bir
Fransızdan hekimlik ve biyoloji öğrendi. En zor ve karmaşık konuları kısa
zamanda kavrayacak kadar akıllı zekî ve çalışkandı.
Hattatlık ve
hâkkâklık alanında da üstün bir kâbiliyeti vardı. Kıymetli taşları oyup
biçimlendirmede ve mahâretle mühürler kazmada çok başarılı idi. Elinin emeği ile
geçindiği gibi, para da biriktiriyordu.
Bir gün
çarşıda dört çocuklu yoksul bir hanım gördü. Kadının beyi ölmüş ve çocukları ile
birlikte yersiz yurtsuz, aç bir halde sokakta kalmıştı. Yardım için baş vurduğu
her yerden kovuluyordu. Baytazzâde Abdullah Efendi, gözyaşlarıyla dolaşan bu
hanıma biriktirdiği paraları verdi.
Birkaç gün
sonra rüyâsında Peygamber efendimizi gördü. Peygamber efendimiz ona Mekke-i
mükerremeye gitmesini söyledi. Askerlikten kaçmanın cezâsı ölüm olmasına rağmen,
her şeyi göze alarak Mekke-i mükerremeye gitti. Evliyânın büyüklerinden olan
Mevlânâ Muhammed Cân Mekkî'nin talebesi olmakla şereflendi. Hocasına on sene
hizmet etti. Sohbetlerinde kemâle geldi.
Hocasının
vâsıtasıyla Abdullah-ı Dehlevî'nin rûhâniyetinden istifâde etti. Muhammed Cân
ona icâzet vererek, memleketine gönderdi. Hacı Abdullah, memleketinde Baytazzâde
Tekkesini yaptırdı. Bu tekkede yıllarca insanlara Allahü teâlânın emir ve
yasaklarını bildirdi. Birçok âlim yetiştirdi.
Baytazzâde
aynı zamanda Allahü teâlânın aşkıyla şiirler de söyledi. Şiirlerinin
toplandığı dîvân basılmamıştır. Şiirlerinde Sermest ve Hâlis mahlasını
kullanmıştır. Ayrıca
Sıffîn Vak'ası adlı bir târihi ile tıbba dâir el yazması eserleri olduğu
bilinmekte ise de, yeri tesbit edilememiştir. Şiirlerinden bâzı örnekler:
Sâkî hele kalk, bâdeye bak vakt-i seher bu
Sen sâat-i dünyâyı bil ki tezce geçer bu
Gel fursatı fevt etme bilip vakti ganîmet
Çün ömrü bilin, ömrü gibi ömrü gider bu.
Ağlayu gelmezseniz, cân ile bilmezseniz
Ölmeden ölmezseniz, burda hîç olmazsanız
Hayfâ size hem bize ger bizi bilmezseniz
Sâkî hemen mey getir, bî-gışş u bî şey getir.
Hacı
Abdullah Efendi 1880 (H.1297) senesinde Kilis'te vefât etti. Kalabalık bir
cemâat ile kılınan namazdan sonra tekkesinin içindeki âile mezarlığına
defnedildi.
KAYNAKLAR
1) Âbidler ve Kitâbeleri ile Kilis Târihi (İ.H.Konyalı)
2) Kilis Tarihi (1932)
3) Kilisli Şâirler Antolojisi (Matbu değil. Seyfettin
Başcılar)
|