ALİ BİN MUVAFFAK
Evliyânın
büyüklerinden. İsmi, Ali bin Muvaffak, künyesi Ebü'l-Hasan'dır. Bağdat'ta doğdu.
Doğum târihi bilinmemektedir. Zünnûn-ı Mısrî ve başka evliyâ ile görüştü. 878
(H.265) senesi vefât etti.
Ali bin
Muvaffak, Allah aşkı ile çok yerler dolaştı. Pekçok velî ile görüşüp sohbet
etti. Çok hac yaptı. Yetmiş dört defâ hac ettiği rivâyet edilmiştir. Kendisinden
Mansur bin Ammâr, Ahmed ibni Ebi'l-Havârî hadîs rivâyetinde bulunmuşlardır.
Duâları makbûl, rüyâları meşhûr bir zât idi.
Ali bin
Muvaffak hazretleri hacca gitmişti. Arafât Ovasında hacıların yalvarmalarını,
içli iniltilerini duyunca; "Yâ Rabbî! Bu kardeşlerim içinde haccı kabûl olmayan
birisi varsa, kendi haccımın sevâbını ona hediye ettim." diye duâ etti. Daha
sonra Müzdelife'ye gitti. O gece rüyâsında kendisine; "Ey Ali bin Muvaffak!
Rabbinin üzerine cömertlik mi yapıyorsun? O, buradakiler ve geride
bıraktıklarını ve yakınlarının hepsini af ve mağfiret etti." buyruldu. Bu hâl
Rabbine olan sevgi ve muhabbetini daha da arttırdı.
Ali bin
Muvaffak hazretleri bir zaman Kâbe-i muazzamayı tavaf ettikten sonra Altın
oluğun hizâsında oturup tefekküre daldı.
"Acabâ
Allahü teâlâ indinde hâlim nicedir?" diye düşündü. Bu hâlde iken kendinden geçti
uyudu. Rüyâsında kendisine;
"Ey Ali bin
Muvaffak! Elbette sen evine sevdiğini ve seni seveni dâvet edersin. Biz de
sevdiğimizi çağırırız." denildi. Sonra sevinçle uyandı.
Ali bin
Muvaffak hazretleri anlattı ki:
"Kardeşlerinizden biri soğuk bir gecede uyudu. Daha sonra namaz için kalktı.
Soğuktan elleri ve ayakları çatlayıp yarılmıştı. Gözleri yaşardı. O sırada
kendisine gâibten; "Seni uyandırdık. Başkaları uykuda kaldı. Niçin ağlıyorsun?"
diye seslenildi. Bu zât Ali bin Muvaffak hazretlerinin kendisinden başkası
değildi.
Kendisi
anlatır: "Bir gün ezan okumak için kalktım. Giderken bir kağıt buldum. Alıp
yanıma koydum. Daha sonra ezân-ı Muhammediyyeyi okudum ve namazımı kıldım. Sonra
Kur'ân-ı kerîm okudum. O sırada önümde yazılmış bir şey gördüm. Dikkatle
baktığımda;
"Bismillâhirrahmânirrahîm.
Ey Ali bin Muvaffak fakirlikten korkma!" yazılı olduğunu gördüm."
KERÂMET VE MENKÎBELERİ
KABÛL OLAN HAC
Ali bin
Muvaffak şöyle anlatır:
"Bir sene
hacca gitmiştim. Arefe gecesi olunca, Minâ'da Hîf Mescidinde uyudum. Rüyâmda;
semâdan üzerlerinde yeşil elbiseler bulunan iki meleğin indiğini gördüm. Birisi
diğerine; "Bu sene, Kâbe-i muazzamayı kaç kişinin ziyâret ettiğini biliyor
musun?" diye sordu. Diğeri; "Bilmiyorum!" dedi. Soran melek; "Altı yüz bin kişi
ziyârette bulundu." dedi. Yine; "Kaç kişinin haccı kabûl oldu, biliyor musun?"
diye sordu. Diğeri yine bilmediğini söyleyince, soruyu soran melek; "Altı
kişinin haccı kabûl oldu." dedi. Sonra, her iki melek havaya doğru yükselip,
kayboldular. Ben korku ile uyanıp çok üzüldüm. Altı kişinin haccı kabûl olunca,
benim bu altı kişi arasında olmam pek zor, diye düşündüm. Arafât'tan ayrılıp
Meş'ar-i Haram'a geldim. Geceyi orada geçirdim. İnsanların çok olmasına rağmen,
pek azının haccının kabûl olmasının üzerinde düşünmeye başladım. Bu düşünce ile
uyuya kaldım. Önceki gördüğüm iki melek, yine aynı sûretleri üzere geldiler.
Biri diğerine; "Bu gece, Allahü teâlânın nasıl ve ne ile hükmettiğini biliyor
musun?" dedi. Diğeri; "Bilmiyorum!" dedi. Bunun üzerine soruyu soran; "Allahü
teâlâ altı kişiden herbirine, yüz bin kişi verdi. Onların haccını, bu altı
kişinin yüzüsuyu hürmetine kabûl etti." dedi. O sırada ben sevinçle uyandım."
KAYNAKLAR
1)
Tabakât-ül-Evliyâ; s. 340
2)
Târih-i Bağdâd; c.12, s.110, 112
3)
Tabakât-ı Hanâbile; c.1, s.230
4)
Hilyet-ül-Evliyâ; c.10, s.312
5)
Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.158
6)
Nefehât-ül-Üns; s.110
7)
Tabakât-ı Ensârî; s.240
8)
Hazînet-ül-Asfiyâ; c.2, s.157
9)
Nesâyim-ül-Mehabbe; s.66
10)
Ravd-ür-Reyyâhîn; s.68, 81
11)
İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.6, s.54
|