ABDÜLKÂDİR DÜCÂNÎ
Kudüs
bölgesinde yetişen evliyânın büyüklerinden. İsmi Abdülkâdir olup, babasının ismi
Abdullah'tır. Künyesi Ebû Rebâh'dır. 1809 (H.1224) senesinde Yafa'ya bağlı Beyt-i
Dücan köyünde doğdu. Babasının himâyesinde yetişti. Ondan Kur'ân-ı kerîmi tecvid
üzerine öğrendi. Sonra amcası Şeyh Selîm Dücânî ile Yafa'ya gitti. Yafa'da
amcasından ve birçok âlimden ilim öğrendi. Amcasının vefâtından sonra da
tahsiline devâm etti. Ders aldığı hocalardan bâzısı Şeyh Muhammed Cisr Trablûsî,
Şeyh Mahmûd Ebü'l-Envar Râfiî, Şeyh AliGeylânî ve amcası oğlu Şeyh Hüseyin Selîm
Dücânî'dir. Bütün dînî ilimler ve tasavvuf yolunda icâzet (diploma) aldıktan
sonra insanlara Ehl-i sünnet îtikâdını anlatmaya çalıştı.
Abdülkâdir
Dücânî, insanlara dînin emir ve yasaklarını anlatmak için köy köy dolaşırdı.
Aynı zamanda dînî problemleri, insanların aralarındaki anlaşmazlık olan
meseleleri hallederdi. Herkes onun verdiği kararlara rızâ gösterirdi. Sohbetinde
bulunan insanları büyük bir ferahlık ve sevinç kaplardı. Güler yüzlü ve pek
heybetli idi. Gören ve sözlerini dinleyen onun büyüklüğünden aslâ şüpheye
düşmezdi. Küçük, büyük herkese karşı mütevazi olup, alçak gönüllü idi. Çok
cömert idi. Evi tanıdık, tanımadık her taraftan gelenlerin misâfir kaldığı
yerdi.
Abdülkâdir
Dücânî, kış ve ilkbahar aylarında Yafa'daki evinde kalırdı. Yaz ve sonbahar
aylarını ise köyleri dolaşarak insanlara nasîhat ile geçirirdi. Dergâhı herkese
açıktı. Açları doyurur, elbisesi olmayanları giydirirdi. Onu herkes severdi.
Talebeleri onun sohbetleri ile yüksek derecelere kavuştu.
Bir gün
talebesi ile dergâhın bir odasında oturuyordu. Bu sırada Abdülkâdir Ebû Rebah'da
bir hal meydana geldi. Vücûdu büyümeye başladı. Büyüdükçe talebesi yerinden
uzaklaşmak mecbûriyetinde kaldı. Nihayet Abdülkâdir Dücânî'nin vücûdu bütün
odayı kaplayınca, talebe odanın dışına çıktı. Bir süre sonra Abdülkâdir Dücânî
yavaş yavaş eski hâline geldi. Talebesine niçin odanın dışında olduğunu
sorunca;` "Efendim odada yer bulamadığım için." cevâbını verdi. Abdülkâdir
Dücânî de; "Evladım! Bu Allah adamlarında görülen bir haldir. Bu gördüğünü
kimseye söyleme." buyurdu.
Abdülkâdir
Dücânî 1877 (H. 1294) senesinde vefât etti. Cenâzesi çok kalabalık oldu.
Yafa'nın kuzeyinde amcası Şeyh Selîm'in kabrinin yakınına defn edildi. Üzerine
güzel bir türbe yapıldı. Kabri ziyâret mahallidir.
Abdülkâdir
Dücânî birçok eser yazmıştır. Bunlardan biri Peygamber efendimize salevâtı
ihtiva eden bir eserdir. İçerisinde Arabî alfabeye göre tertib edilmiş Bedir
Harbine iştirak edenEshâb-ı kirâmın isimleri ve hadîs-i şerîflerden meydana
gelen duâlar vardır. Diğer bir eseri de Allahü tealânın ism-i şerîflerinin
fazîleti hakkındadır. Ayrıca şiirleri de vardır.
KAYNAKLAR
1) Câmiu
Kerâmât-il-Evliyâ; c. 2, s. 98
|