ABBÂDÎ
Meşhûr
tasavvuf âlimlerinden. İsmi Muzaffer bin Erdeşir bin Ebî Mensur el-Mervezî'dir.
Merv şehrinin bir köyüne nisbetle Abbâdî diye meşhur olmuştur. Künyesi Ebû
Mansur, lakabı Kutbüddîn'dir. 1098 (H.491)'de Merv şehrinde doğdu. 1152 (H. 547)
senesinde Huzistan'da, Asker Mükrem denilen yerde vefât etti.Sonradan Bağdâd'a
nakledildi. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin kabrinin bulunduğu Şunîziyye
kabristanına defn edildi.
İlim
öğrenmeye Merv'de başladı. Nasrullah ibni Ahmed bin Erdeşir, Nasrullah ibni
Ahmed el-Huşamî, İsmâil bin Abdulgafûr el-Fârisî, Abdulgaffâr eş-Şirevî, Zâhir
bin Tâhir, Abdülmünîm bin el-Kuşeyrî gibi zamânının meşhûr âlimlerinden ilim
öğrendi, hadîs-i şerîf dinleyip rivâyet etti. Kendisinden ise Ebû Muhammed el-Akdân
hadîs-i şerîf işitti.
Güvenilir
bir hadîs râvisidir. Vâz ve nasîhatlarıyla şöhret bulmuştur. Hitâbeti çok
düzgün, tesirli ve anlatım gücü kuvvetli idi. Halk onun vâzlarından çok istifâde
edip, şevkle dinlerdi. Ona, "Sultan-ı Suhan", "Hâce-i Mânâ" ve zamânının
allâmesi, en büyük âlimi mânâsında "Allâme-i Rüzgâr" gibi medhedici ünvânlar
verilmiştir. Bu derece tanınıp sevildikten sonra Selçuklu hükümdârı Sultan
Sencer onu Abbâsî halîfesi Muktefî Liemrillâh'a elçi olarak gönderdi.
Abbâdî'nin tasavvuf ilminde,
tasavvufun pekçok konularını açıklayan Sûfînâme adlı eseri vardır. Bundan
başka Menâkıb-us-Sûfiyye, hazret-i Ali ve Ehl-i beytin fazîleti hakkında
Merâsîmü'd-Dîn fî Mevâsim-ül-Yakîn adlı eseri bulunmaktadır.
Mî'râcnâme ve Vesîle ilâ Fazîlet-il-Fazîle diğer eserleridir.
İbâhat-ül-Hamr adlı bir eserinden bahsedilmiş ise de Semnânî ve İbn-i Hacer
gibi âlimler böyle bir eserinin bulunmadığını bildirmişlerdir.
Buyurdu ki:
"Kabre yılanlar dışardan gelir sanmayınız. Sizin kötü amelleriniz kabirde sizin
için engerek yılanıdır. Dünyâda iken yediğiniz haramlar da kabre yılan olarak
gelir."
KAYNAKLAR
1) Vefeyât-ül-A'yân; c.5, s.212
2) Tabakât-üş-Şâfiiyye; c.7, s.299
3) El-Bidâye ven-Nihâye; c.12, s.230
4) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.12, s.297
5) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.7, s.144 |