İstanbul’da
Boğaziçi’nde, Beylerbeyi köyünün güneyinde, deniz kıyısında, Avrupa üslûbunda,
yekpare, derli toplu ve tamamen mermerden yapılmış son Osmanlı devrinin meşhur
saraylarından biri. Büyük Osmanlı sarayları, daha çok Boğaz’ın Avrupa (Rumeli)
tarafındadır. Ancak Asya (Anadolu) kıyısında da pâdişâhların has bahçeleri ve
sarayları vardı. Bunların en meşhuru Beylerbeyi Sarayı’dır.
Beylerbeyi’nde
vaktiyle pâdişâhların İstavroz Bahçesi dedikleri bir has bahçesi vardı.
Pâdişâhlar yaz aylarında bâzan buraya gelip dinlenirlerdi. Has bahçesinin bir
de kasrı (köşkü) vardı. Sultan dördüncü Murâd Han bu İstavroz Kasrı’nda doğdu.
Bugünkü Beylerbeyi Sarayı târihe, sultan dördüncü Murâd’ın doğum yeri olarak
geçmiştir. Sultan üçüncü Murâd’ın Beylerbeyilerinden Mehmed Paşa, sarayını
burada yaptırdığı için, on altıncı asır sonlarından îtibâren Beylerbeyi
denmiştir.
1734
târihinde, sultan birinci Mahmûd Han, İstavroz Kasrı’nın yerine Ferahfeza
Kasrını yaptırdı. Az kuzeyinde de annesi için Şevk Abâd kasrını inşâ ettirdi.
Zamanla
bu iki kasr harâb oldu. Daha sonra, sultan İkinci Mahmûd Han İstavroz Sahil
Sarayı’nı yaptırdı. Halk bu saraya Beylerbeyi Sarayı demeye başladı ve böylece
anıldı. Sultan İkinci Mahmûd ve oğlu sultan birinci Abdülmecîd hanlar, bu
sarayda uzun zaman ikâmet ettiler.
Sultan
İkinci Mahmûd’un yaptırdığı saray, 1826’dan 1832’ye kadar altı yılda
tamamlanmıştı. Buna Eski Beylerbeyi Sarayı denir. Eski saray başlıca; Mâbeyn-i
hümâyûn, Zülvecheyn, Harem-i hümâyûn dâirelerini, Serdar Kasrı’nı, Şevk-Âbâd
Kasrı’nı, Sarı Köşkü, Yalı Kasrı’nı, İstablı hümâyûnu ve daha bir çok ilâveyi
ihtiva ediyordu. Yerler, Lübnan’ın sedir çamından yapılmış fevkalâde değerli
parke ile döşeli idi. Sarayı gezen Miss Pardoe’nin tabiriyle; “Dünyânın en
muhteşem altı adet endam aynası” bu sarayda idi ve çar birinci Nikola
tarafından sultan İkinci Mahmûd Han’a hediye edilmişti. Kuğular golü denen ve
içinde kuğuların yüzdüğü havuzu da çok meşhurdu.
Sultan
Abdülmecîd Han 1833 târihinde bu sarayda merasimle hatm-i şerif okumuştur.
1851
(H. 1268) târihinde sultan Abdülmecîd Han içinde otururken bir yangın çıktı. O
zaman Pâdişâh, Vâlide Sultân ve harem halkı Çırağan Sarayı’na nakledildiler.
Eski
Beylerbeyi Sarayı’nda geçen hâdiselerden birisi de; Amerikalı Prof. Mr.
Smith’in arkadaşlarıyla beraber sultan Abdülmecîd’in önünde Amerika’dan
getirilen telgraf makinasıyla ilk tecrübe yapılmasıdır. Pâdişâh bu tecrübeden
çok memnun olmuş; “Maşallah, maşallah!” diye karşılamıştır. Bu husustaki
vesîka, Başbakanlık arşivi dâhiliye kısmı 227 numaralı sandıkta 7919 numarada
kayıtlıdır.
1851
târihinde yanan eski Beylerbeyi Sarayı’nın kalıntıları sultan Abdülazîz Han
tarafından yıktırılarak yerine hassa mîmârı Serkis Balyan’a baştan başa
mermerden bugünkü Beylerbeyi Sarayı yaptırıldı. Sarayın inşâsı 1861 târihinden
1865 târihine kadar dört yıl sürdü ve yapımında büyük ölçüde eski sarayın enkaz
ve eşyasından istifâde edildi.
1865
(H. 1281) tarihli Takvîm-i Vekâyî gazetesine göre, 1281 yılı Zilkâde’sinin
yirmi beşinde Cuma günü, sultan Abdülazîz Han beylerbeyi Câmii’nde Cuma
namazını kıldıktan sonra Beylerbeyi Sarayı’na gelerek merasimle açılışını
yapmıştır.
Sultan
Abdülazîz Han Beylerbeyi Sarayı bahçesine küçük bir hayvanat bahçesi
yaptırmıştır. Meşhur erkek aslanının da bu bahçede ferah bir kafesi vardı.
Sultan şahsına alıştırdığı bu aslanı çok sever, Beylerbeyi sarayında iken dâima
yanında bulundururdu. Kabul edeceği şahısları bu aslanla beraber kabul ederdi.
Pâdişâhın ve aslanın heybetinden ziyaretçiler çok korkarlardı.
Sarayın
inşâasının bittiği hakkında şâir Lütfî şu târih manzumesini yazmıştır.
Eyledi ihya bu nevsâhilsarâyı
bînesil,
Hazret-i Abdülazîz Hanın ulüvv-i himmeti.
Lütfî tebrik eyledim târîh-i cevherdâr ile,
Rabb-ı izzet sa’d kılsun bu saray-ı şevketi. -1281-
Beylerbeyi
Sarayı, Boğaziçi’nin bembeyaz bir incisi olup, deniz tarafı boydan boya
parmaklıklarla çevrilmiştir. Saray, bodrum ve iki kattan ibarettir. İlk kat
mermerden, ikinci kat, Bakırköyden çıkarılan küfeki taşından yapılmıştır.
Sarayın,
altı büyük salonu ve hemen hepsi bu salonlardan birine açılan 24 odası vardır.
Odaları ve salonları Osmanlı mîmârî tarzında ve her yerde san’at inceliklerini
belirtecek şekildedir.
Saltanat
kapısından selâmlığa girilir. Tavan ve duvarlar çok ince nakışlarla süslüdür.
Üst kattaki hamamı ile alt kattaki havuzu meşhurdur.
Alt
kat sofası denen giriş salonu kırmızı beyaz takımlarla döşelidir. Giriş
salonuna bekleme salonu açılır. Pembe döşenmiştir. Ortadaki ceviz masa
üzerindeki saat, 19 Aralık 1866’da durmuş ve bir daha kurulmamıştır. Saraydaki
saatler termometreli ve barometrelidir. Giriş salonundan havuzlu salona
geçilir. Bu salonun on altı mermer sütunu vardır. Ortadaki kristal avize Türkiye’deki
en büyük avize olduğu gibi buradaki halı da paha biçilmeyen en kıymetli Hereke
halısıdır. Salona ikisi deniz, ikisi bahçe tarafından olmak üzere dört oda
açılır. Deniz tarafındakilerden birisine amiral odası denilmekte olup, bütün
eşyalar denizcilikle ilgilidir. İskemle ve koltuk kenarları bile gemi
halatlarını andırır. Havuzlu salona sadrâzam odası açılır. Sadrâzamlar pâdişâh
huzuruna girmeden önce duvarları oyma tahtadan olan bu odada dinlenirlerdi.
Sarayın
selâmlık dâiresinde on iki numaralı yemek salonunda, üzerlerinde sultan İkinci
Abdülhamîd Han’ın kûfî hat ile adı yazılmış, geyik derisi kaplanmış ve sedef
kakmalı iskemleler ve oda takımları vardır.
Sultan
ikinci Abdülhamîd Han, sarayın 28 numaralı odasını kütüphâne ve okuma odası
olarak kullanmıştır.
Sol
koridorda sultan İkinci Abdülhamîd Han’ın yatak odası vardır. Tahttan
indirildikten sonra Yıldız Sarayı’ndan alınarak Selanik’te Alâtini Köşküne
götürülen sultan Abdülhamîd, Balkan faciasının çıkması üzerine İstanbul’a
getirilerek Beylerbeyi Sarayına yerleştirilmiştir. 5 yıl 3 ay 9 gün bu sarayda
ömrünü geçirdikten sonra bu yatak odasında vefât etmiştir. Sultan İkinci
Abdülhamîd Han Beylerbeyi’ne nakledilince bu basit dâireyi tercih etmiştir.
Odanın dört penceresinden üçü boğaza açılmaktadır. Tavan ve duvarlar pembe ve
yaldızlı nakışlarla süslüdür. Odayı 12 kollu mâvi-beyaz renkli kristalden bir
âvîze aydınlatır. Altın yaldızlı kornişlere, Hereke kumaşından bez üzerine toz
pembe çiçekli perdeler asılmıştır.
Sarayın
bir çok dâirelerinde meşhur bâzı ressamların yağlı boya tablolarıyla hat
ustalarının göz ve gönülleri ferahlatan hat yazıları vardır.
Sultan
Abdülazîz Han tarafından yaptırılan Beylerbeyi Sarayı’nın havagazıyla
aydınlatılması için Nakkaş caddesinde bir gazhâne kurulmuştu. Fakat sonradan
kaldırılmıştır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Üsküdar Târihi (İ. H. Konyalı,
İstanbul-1977); cild-2, sh. 161
2) Boğaziçi’nin Beyaz İncisi Beylerbeyi Sarayı
(Yılmaz Öztuna; Hayat Târih Mecmuası Özel ilâve)
3) Osmanlı Târih Deyimleri; cild-1, sh. 221
4) Büyük Türkiye Târihi; cild-8, sh. 287