Osmanlı
Devleti’nin iki önemli taşra teşkilâtından biri. Dâima vezir rütbesinde
Beylerbeyi tarafından idare edilirdi. Protokolde; Mısır, Budin ve Rumeli
eyâletlerinden sonra dördüncü sırada yer almaktaydı. Rumeli eyâletinin 1362
senesinde kurulmasından sonra, 1393’de de Anadolu eyâleti kuruldu. Eyâletin
merkezi önceleri Ankara idi. Yıldırım Bâyezîd Han 1393’de Kara Tîmûrtaş Paşa’yı
Ankara’ya Anadolu vâlisi olarak tâyin etti. Fâtih Sultan Mehmed Han, tahta
çıkınca o zaman Anadolu beylerbeyi olan Îsâ Bey’i bu görevden alarak yerine
İshak Paşa’yı tâyin ettikten sonra beyliğin merkezi Kütahya’ya taşındı. Kânûnî Sultan
Süleymân’ın şehzâdeleri Bâyezîd ve Selîm’in Kütahya’yı idare ettikleri
1550-1558 ve 1562-1566 seneleri arasında Anadolu eyâletinin merkezi tekrar
Ankara oldu.
Sultan
İkinci Bâyezîd devrindeki kayıtlara göre, Anadolu eyâletinin aşağıdaki on yedi
sancaktan meydâna geldiği görülmektedir: Kütahya, Saruhan (Manisa ve yöresi),
Hüdâvendigâr (Bursa ve çevresi), Aydın, Menteşe (Muğla ve çevresi), Bolu, Hamid
(Isparta ve çevresi), Ankara, Kengırı (Çankırı ve çevresi), Kastamonu,
Karahisar-ı sâhip (Afyon ve çevresi), Kocaeli (İzmit ve çevresi), Biga, Karesi
(Balıkesir ve çevresi), Sultanönü (Eskişehir ve çevresi), Alâiye (Alanya ve
çevresi), Teke (Antalya ve çevresi). Daha sonra on dört sancaklı bir eyâlet
hâline getirilen Anadolu eyâleti, 1825’de çok küçülmüş, yine Kütahya merkez
olmak üzere Afyonkarahisar, Sultanönü ve Ankara’dan İbaret kalmış, hattâ kısa
bir süre sonra Afyon da hâriç bırakılmıştır. 1566 senesinden 1833’e kadar,
Kütahya Anadolu eyâletinin merkezi olarak kaldı.
On
altıncı asırda, Anadolu eyâletinin her bir sancağının kazaları, nahiyeleri,
köyleri ve bunların nüfûsu, gelirleri ne çeşit ürünler yetiştiği, en mükemmel
şekilde tapu-tahrir defterlerine işlenmiştir. Bâzı teşkilât defterlerinde de
Anadolu eyâletinin sancakları yazılıdır. Bu teşkilât defterlerinden biri Elviye-i Vilâyet-i
Anadolu başlığı altında Anadolu eyâleti ve buna bağlı sancaklara
kimlerin tasarruf ettiğini ve senelik hâsılatını şu şekilde göstermektedir:
Sancağı |
Kimin tasarrufunda olduğu |
Hâsılatı (akçe) |
1- Kütahya |
Mîr-İ Mirân-ı Anadolu Behram Bey |
1.000.000 |
2- Teke.... |
İhtiyâr Bey |
400.000 |
3 Aydın..... |
Lütfi Bey Emîr-i alem |
503.000 |
4- Menteşe |
Ferhad Ferhad Bey Ser-i Şarabdaran |
450.000 |
5- Saruhan |
Mehmed Bey |
325.000 |
6) Karesi... |
Mehmed Bey Dâmâd-ı Ayas Paşa |
200.000 |
7) Biga..... |
İbrâhim Bey veled-i Kurt Aydın Bey |
150. 000 |
8) Hamid.. |
Sinan Bey Ser-i Hayyâtin |
210.000 |
9) Karahisar-ı Sâhib |
Okçu Sinân Bey |
300.000 |
10- Ankara |
Mehmed Bey veled-i Piri Paşa |
364.000 |
11- Kangırı |
Mustafa Bey |
315.000 |
12- Bolu.. |
Mûsâ Bey veled-i Kızıl Ahmed |
405.000 |
13- Kastamonu |
Ahmed Bey |
Ber resm-i zeamet |
14-Sultanönü |
Kâsım Bey |
Ber resm-i zeamet |
15- Hüdâvendigâr |
|
Hass-ı pâdişâhı. |
16- Alâiye. |
Sinan Bey Birâderi Yâkub Ağa |
330.000 |
17- Kocaeli |
İbrâhim Bey veled-i Ömer Bey |
162.000 |
Anadolu
eyâleti, on altıncı asrın sonlarına kadar on yedi sancağını muhafaza etmiştir.
Daha sonra üç sancağı başka yerlere bağlanmıştır. Önce Alâiye sancağı Kıbrıs
eyâletine, daha sonra Biga ve Kocaeli sancakları ayrı zamanlarda Kapdan Paşa
eyâletine bağlanmıştır.
İkinci
Bâyezîd Han devrinde yapılan tahrirlere göre, Anadolu eyâletinde 103’ü zâim ve
7.500’ü sipahi olmak üzere 7.603 tımar sahibi vardı ve 5.372 cebelü ile
birlikte bu sırada Anadolu beylerbeyinin emri altında savaşa iştirak edebilecek
sipahi adaylarının mevcudu 12.975 civârında idi. Kânûnî Sultan Süleymân
devrinde yapılan tahrîrlere göre, Anadolu eyâletinde 160 kaza, 154 nefs-i şehir
ve kasaba 12.527 köy, 1887 cemâat bulunmakta idi. 1560-1580 seneleri arasında
5.372 olan cebelülerin sayısı 10.025’i bulmuştur. Bu da tımar sahihlerinin
harbe götürmek mecburiyetinde olduğu cebelü adedinin büyük ölçüde arttığını
göstermektedir. Anadolu eyâletinin sancak sayısı on dörde indirildiğinde 298’i
zeamet ve 7.188’i tımar olmak üzere 7.486 kılıç tımar sâhibi bulunuyordu.
1533-1534
senesinde on yedi sancaklı Anadolu eyâleti’nin akçe olarak senelik genel
hâsılat toplamı ve bu hâsılatın hak sahibi muhtelif zümreler arasında
paylaşılma tarzı şu şekilde idi:
Pâdişâh hasları |
26. 195. 423 |
Sipahi tımarları |
34. 620.736 |
Bazdâr tımarları |
401. 788 |
Mustahfız tımarları |
2. 138.059 |
Müsellemlere terk edilen gelir |
1. 243. 316 |
Piyadelere terk edilen gelir |
1. 413. 964 |
Canbazlara terk edilen gelir |
30.000 |
Selâtin evkafı |
5. 399. 995 |
Amme evkafı ve emlâk |
6. 341. 679 |
Yekûn |
79. 784.
960 |
1609
senesinde on dört sancaklı Anadolu’eyâletinde 195 zeamet, 7166 tımar olmak
üzere toplam 7.311 kılıç ve cebelüleri ile beraber 17.000 asker bulunuyordu. On
yedinci asırda ve daha sonraki asırlarda eyâlet teşkilâtı değişinceye kadar
durum bu şekilde devam etmiştir.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) On altıncı Yüzyılda Anadolu Beylerbeyliği,
Sancaklar ve Kâdılıklar Üzerine (M.Ç. Varlık, A.U.’nun Kuruluşunun Yirminci Yıl
Armağanı, 4. Kitab, Ankara-1978); sh. 19
2) Münşeât-us-Selâtîn (Feridun Beğ, İstanbul);
cild-1, sh. 269
3) Kütahya Şehri (t. H. Uzunçarştlı,
İstanbul-1932)
4) Sancaktan Eyâlete, 1550-1650 Arasında
Osmanlı Ümerâsı ve il idaresi, (M. Kunt, İstanbul-1978); sh. 125
5) Kavânîn-i Âli Osman Der Hulâsa-i Mezâmin-i
Defter-i Dîvân, (Aynî Ali Efendi, İstanbul-1280); sh. 6, 7
6) XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı (M. Ç.
Varlık, Erzurum-1980, Basılmamış Doçentlik Tezi)
7) Tabakât-ül-memâlik; vr. 11
8) Netâyic-ül-vukûât; cild-1, sh. 125