Şia’nın kollarından. Lügatte; terk eden, ayrılan, bırakan kimse mânâlarına gelen Rafızî veya râfızîlik, İmâm-ı Zeynelâbidîn’in vefatından sonra oğlu Zeyd’den ayrılarak, Eshâb-ı kiram düşmanlığında taşkınlık gösteren; hazret-i Ebû Bekr ve hazret-i Ömer’in halîfeliklerini reddedip kabul etmeyen kimselerin mensûb olduğu fırka.
Kaynaklarda, İmâmiyye’nin diğer bir adı olarak da zikr edilen râfızîlik; İmâm-ı Zeynelâbidîn’in vefatından sonra ortaya çıktı. Hazret-i Ali’ye sevgide aşırılık gösterip, diğer Eshâb-ı kirama düşmanlık edenler, Zeynelâbidîn’in oğlu Zeyd’in etrafında toplandılar. Emevîlerin Irak valisi Yûsuf Sekâfî ile harb etmeye giderken bir kısmı Zeyd’e; “Ebû Bekr ve Ömer’e düşman ol!” dedi. O da; “Büyük dedem olan Resûlullah’ın sallallahü aleyhi ve sellem sevdiği kimselere düşmanlık edemem” cevâbını verdi. Bahane arayan bu grub, Zeyd’den ayrıldı. Zeyd, bunlara ayrılanlar mânâsına Rafızî dedi. Ayrılanlar ise, kendilerine İmâmiyye adını verdiler. Resûlullah’dan sonra hilâfetin, On iki İmâm’ın hakkı olduğunu iddia eden râfızîler; daha sonraki asırlarda siyâsî bir görüş hâline gelerek, varlıklarını günümüze kadar sürdürdüler.