Herbir harfi, bir rakamı gösteren Arabî harflerle yazılı sekiz kelimeden meydana gelen bir hesap sistemi. Târih düşürme san’atı da denir. Hâdiselerin zamanının tesbiti ve hatırda daha kolay kalması için rakamları harf olan hesap kullanıldı. Buna Cümleler hesabı da denilir.
Ebced; Arabların kendi hece harflerini bellemeleri için, delil kabul ettikleri sekiz kelimenin birincisidir. Sayıları gösteren bu sekiz kelime, sırasıyla şöyledir:
Ebced, hevvez, huttî, kelemen, sa’fes, karaşet, sehaz, dazıglen. Bu kelimelerdeki harflerin herbirine verilen matematik değerler, 1’den başlayıp 1000’e kadar; birer, onar ve yüzer sayıya karşılıktır. Bu hesaba göre:
Elif=1 |
Be= 2 |
Cim= 3 |
Dal= 4 |
He= 5 |
Vav= 6 |
Ze= 7 |
Ha= 8 |
Tı=9 |
Ye= 10 |
Kef= 20 |
Lam= 30 |
Mim= 40 |
Nûn= 50 |
Sin= 60 |
Ayn= 70 |
Fe= 80 |
Sad= 90 |
Kaf=100 |
Ra=200 |
Şın= 300 |
Te= 400 |
Se (Peltek)= 500 |
Hı= 600 |
Zel (Peltek)= 700 |
Dât= 800 |
Zı= 900 |
Gayn= 1000’dir. |
Bu sekiz kelimenin aslı ve nasıl meydana geldiği hakkında kesin bilgi yoktur. İlk zamanlarda târih düşürmek için mısra’, bir beyt veya uzun bir manzume söylenmezdi. Olayın târihi, ya bir tek kelimeyle veya iki üç kelimelik bir söz parçasıyla ifâde edilirdi. Sonradan târih düşürmede uzun cümleler ve beytler kullanıldı.
İslâm dîninde, ebced hesabından faydalanarak hâdiselerin oluşu, cami, çeşme, türbenin...v.s. yapılışının târihini düşürmek yasaklanmadı. Fakat hastanın adını, anasının adını ebced hesabı ile hesâb edip, sana şöyle muska lâzım deyip, onu yazıp para almanın haram olduğu fıkıh kitaplarında yazılıdır. Yine böyle falcılık, sihir ve büyü yapmak da İslâm dîninde yasak edilmiştir. Nitekim Peygamber efendimiz; “Bir kimse, bir evde baykuş ötmesini, o evden insan öleceğine alâmet bilse, yâhud önünden tavsan geçmesini yolda korku ile karşılaşacağına işaret tutsa, yâhud fal açsa, yâhud sihir etse veya başka bir kimseye kendi menfâatleri için sihir (yâni büyü) ettirse ve te’siri sihirden bilse, böyleleri bizim cemâatimiz dışındadır” buyurdu.
Târihlerde dâima hicret yılı kullanılır. Bir hâdisenin yâni savaş, doğum, ölüm; bir eserin meydana getirilişinin yâni saray, çeşme, cami târihini ebced hesabıyla bir mısra’ veya beyitte tesbit etmek, eski edebiyatçılarca bir hüner sayılmış, yazdıkları nazm şeklinin son mısra’veya beytinde ustaca düzenlenen kelimelerle târih düşürülmüştür. Bu durum; harfler arasındaki ayırıma, noktalı noktasız harflerin değerlerinin Ntoplanmasına ve daha buna benzer değişikliklerin yapılmasına yol açarak değişik târih düşürme şekilleri ortaya çıkmıştır. Hattâ bunlar; tam, kelime hâlinde, mu’cem, mühmel, tâmiyeli, katma ve çıkarmalı, iki katlı v.s. gibi isimlerle anılmışlardır.
Arabî bir ayın ilk günü, ebced hesabına göre de bulunabilir. On iki Arabî ayın her birine mahsus rakamlar, şu beytteki on iki kelimenin birinci harfleridir. Her büyük harf, ebced hesabı ile bir adedi gösterir:
Hilmi Bu Dünyâya Hiç Zahmet Etme
Cemâl-i Dünyâyı, Vefâsız Zen Buldu Cümle
Beytteki on iki büyük harfin sıraları on iki Arabî ayın Muharrem’den îtibâren sıralarına göredir. Her harf, aynı sıradaki ayın husûsî numarasıdır.
Hilmi = |
8 = Muharrem |
Bu = |
2 = Safer |
Dünyâya = |
4 = Rabî’ul-evvel |
Hiç = |
5 = Rebî’ul-âhır |
Zahmet = |
7 - Cemâzil-evvel |
Etme = |
1 = Cemâzil-âhır |
Cemâli = |
3 = Recep |
Dünyâyı = |
4 = Şa’bân |
Vefasız = |
6 = Ramazân-ül-mübârek |
Zen (kadın) = |
7 = Şevval |
Buldu = |
2 = Zilkâ’de |
Cümle = |
3 - Zilhicce |
aylara mahsûs rakamları göstermektedir.
Aşağıdaki çeşitli hâdiselere dâir düşürülmüş târihler görülmektedir. İstanbul’un fethi için;
Feth-i İstanbul’a fırsat bulmadılar evvelûn.
Feth idüp sultan Muhammed didi târih âhirûn
857 (m. 1453)
Fuzûlî’nin, Sultan Süleyman Hân’ın Bağdâd’ın fethini veren mısrâ’ı;
Geldi burc-ı evliyaya pâdişâh-ı nâmdar
(941)
Sultan Ahmed’in yaptırdığı çeşme için;
Aç besmeleyle iç suyu Hân Ahmed’e eyle dua
(1141)
Tâlib’in düşürdüğü şu mısra’da ebcede misâldir.
Kıldı tevellüd müjde şehzademiz Abdülhamîd
(1258)
Besmelede bulunan on dokuz harfin Ebced hesabı ile olan kıymetlerinin toplamı 786’dır. Bâzı memleketlerde müslümanlar, kitaplarının, mektuplarının başına Besmele yerine ebced hesabı ile olan kıymetlerinin toplamını ve bundan başka bâzı şifâ âyetleri ve dualar yerine de ebced hesabına göre rakamlar yazmaktadırlar. Bunların bu şekilde yazılmasını, İslâm dîninin temel kitapları, uygun bulmamaktadır. Besmele, âyet ve duaların da bu şekilde yazılması doğru olmamaktadır. Böyle dinde aslı olmayan, sonradan sokulan şeylerin bid’at olduğu bildirilmektedir. Peygamber efendimiz, Eshâb-ı kiram (r. anhüm) ve Ehl-i sünnet olan dört mezheb imamımız ve bunların yetiştirdikleri binlerce âlim zamanında böyle şeyler yazılmadı.