Evliyânın büyüklerinden. İsmi Abdürrahmân Hâlis, nisbesi Kerkükî Tâlibânî olup, lakabı Ziyâüddîn’dir. Şeyh Ahmed Tâlibânî’nin oğludur. 1212 (m. 1797) senesinde Irak’ta, Kerkük şehrinin yakınında bulunan Tâlibân köyünde doğdu. Orada yetişti. Bunun için Tâlibânî nisbesiyle de tanınmıştır. 1275 (m. 1858) senesinde Kerkük’de vefât etti.
Ziyâüddîn Abdürrahmân, tasavvufta Kâdiriyye yoluna mensûb idi. Evliyânın en büyüklerinden Gavs-ı A’zam Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerine kadar hocalarının silsilesi şöyledir: Sâhib-üt-tarîkat Ziyâüddîn Abdürrahmân et-Tâlibânî, Ahmed et-Tâlibânî el-Kerkükî, Mahmûd ez-Zenkeri et-Tâlibânî, Ahmed el-Hindî el-Lâhorî, Seyyid Muhammed Hüseyn el-İzmîrânî, Seyyid Abdürrezzâk el-Hamevî, Seyyid Muhammed Ma’sûm el-Medenî, Bürhânüddîn ez-Zencerî, Abdürrahmân el-Hüseynî, Nûreddîn Sâmî, Yahyâ el-Basrî, Osman el-Geylânî, Seyyid Abdürrezzâk el-Irâkî, Gavs-ül-a’zam Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî.
Ziyâüddîn Tâlibânî’nin babası ve dedelerinden çoğu, zamanlarının ilim irfan sahibi kimseleri idi. O, baba ve dedesinden ilk tahsilini yapıp, daha sonra asrının büyük evliyâsından Şeyh Ahmed el-Hamdî’den feyz alarak yetişti. âriflerin kâmillerinden, ileri gelenlerinden oldu. Tasavvufta Kâdiriyye yoluna bağlı Hâlisiyye kolunun müessisidir, kurucusudur. Her sene, en az bir defa Bağdat’a gider, Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî’nin kabrini ve dergâhını ziyâret ederdi.
Kendisi, memleketinde talebe yetiştirmekle meşgûl olur, evinde de yüzlerce talebe bulunurdu. İnsanlara çok fâideli oldu. Peygamber efendimizin (s.a.v.) güzel vasıfları ile vasıflanmış idi. Huzûruna gelen yüzlerce talebenin kalplerine, bu güzel sıfatları, çok güzel ve pek mahir bir şekilde nakşetti. Hak âşıkları, onun huzûrunda, sohbetlerinden, aradıklarını bulmanın neş’e ve süruru içinde otururlar, feyz ve nûr saçılan sohbetlerinden istifâde ederlerdi. Şiir söylemekteki kabiliyeti de çok olup, “Hâlis” mahlasıyla yazdığı şiirleri meşhûrdur.
Kerkük’te bulunan nurlu kabri, aşk ve muhabbet erbâbının ziyâretgâhıdır. Kabrini ziyâret edip, rûhuna okuyanların ve onu vesile ederek duâ edenlerin, Allahü teâlânın izniyle murâdlarına kavuştukları bildirilmektedir.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Sefînet-ül-evliyâ cild-1, sh. 103