YÛSUF YANYAVÎ

Evliyânın büyüklerinden. İsmi Yûsuf Efendi olup, Rumeli’de bulunan Yanya beldesindendir. Doğum târihi bilinmemektedir. 1245 (m. 1829) senesinde vefât etti. Beyzâde Mustafa Efendi’nin önde gelen halîfelerinden olan Yûsuf Yanyavî Efendi, Nakşibendî yolunun büyüklerindendir. Hocası Beyzâde Mustafa Efendi, Ahıska’da doğdu. İstanbul’da ilim tahsil etti. 1200 (m. 1785) senesinde Hicaz’da Cidde’ye yakın bir yerde vefât etti. Kabri, hazret-i Havva vâlidemizin kabri olduğu rivâyet edilen yerin yakınındadır.

Yûsuf Yanyavî, uzun müddet Yanya’da Allahü teâlânın kullarına ilim ve edeb öğretmekle meşgûl oldu. Yakınlarından ve sevdiklerinden ba’zılarına yazdığı otuzdan ziyâde mektûp, onun vera’ ve takvâ üzere bulunduğunu, çok yüksek bir zât olduğunu göstermektedir. Mektûplaştığı zâtlardan biri de, Mısır’ın en meşhûr fıkıh âlimlerinden Ahmed Tahtâvî hazretleridir. Bu mektûplar bir mecmûa hâlinde toplanmıştır. Bu mecmûadan başka, tasavvufa âit bir eseri ve Râbıta-i Nakşibendiyye’ye dâir diğer bir eseri vardır.

Yûsuf Yanyavî’den sonra, yerine Şeyh Ali Sabin Efendi geçip, halîfesi olmuştur. Mektûpları arasında yazdığı bir şiirde buyurdu ki:

Oldur tâlibkâr-ı Huda vakt-i seher bîdâr olan,
Bulur safa ender safa vakt-i seher bîdâr olan.

Şemmeyler ol can büyünü bülbül gibi eyler figân,
Arzusu Haktır bî-gümân vakt-i seher bîdâr olan.

Ma’nâsı: Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak isteyen kimse seher vaktinde uyanık olur. Seher vaktinde uyanık olan safa içinde safa bulur. Seher vakti uyanık olanın arzusu hiç şüphesiz Haktır. O, gülün kokusunu alan bülbül gibi figân eder.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Osmanlı Müellifleri cild-1, sh. 203