HİDÂYETULLAH ERBİLÎ

İslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden. Ehl-i sünnet âlimlerinin ve evliyânın en yükseklerinden olan Mevlânâ Ziyâüddîn Hâlid-i Bağdadî Osmanî hazretlerinin halifelerindendir. İsmi, Hidâyetullah Erbîlî olup, Irak’ta bulunan Şehrezûr beldesine yakın Erbil beldesindendir.

Önceleri ümmî idi. Sonra âlim oldu. Kerâmetler sahibi, firâseti ve ileri görüşlülüğü çok kuvvetli olan Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî hazretleri ona;

“Belki ba’zı ilimleri öğretmeye muhtaç olursun gel sana çeşitli ilimleri öğreteyim” buyurdu. O da kabûl edip, evliyâlık yolunda güneş misâli olan mübârek büyük zâtın ders ve sohbetlerine devam etmeye başladı. Aklî ve naklî ilimlerde yetişerek icâzet aldı.

Allahü teâlânın hikmeti, evliyânın kerâmeti olarak, Mevlânâ’nın vefâtından sonra, Osmanlı vâlilerinden Mahmûd Paşa, Erbil ve civarına varınca, hakîkatte ilim ile meşgûl olmayan, görünüş olarak o mevkilerde bulunan İmâm ve şeyhlerin hepsini yerlerinden çıkararak uzaklaştırdı. Hidâyetullah Erbîlî ise, Mahmûd Paşa’nın isteğiyle ders vermeye başladı. Mevlânâ Hâlid hazretlerinden aldığı ilim ve ma’rifetleri talebelerine büyük bir sabırla anlattı. Onların gönüllerinde hakîkat bahçelerinin güzel meyvelerinin olgunlaşması için uğraştı. Bütün ilim âşıkları huzûruna koşarak, ondan istifâde etmeye başladılar. Bu gelenler; “Biz bu zamana kadar bu zâtın bu kadar ilme sahip olduğunu bilmiyorduk. Hâlbuki ilim ve edeb sahiplerinden kadri yüce bir âlimmiş” diyerek hayretlerini bildirdiler.

Daha sonra, Mahmûd Paşa da onun yükseldiğini daha iyi anlayıp, huzûruna, sohbetlerine koşmuş ve duâlarını istirhâm etmiştir.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mecd-i tâlid sh. 91

2) Şems-üş-şümûs sh. 131

3) Hadâik-ül-verdiyye sh. 259