ÂTIF-ZÂDE ÖMER HÜSÂMEDDÎN EFENDİ

Son devir Osmanlı âlimlerinden. Yüzsekizinci Osmanlı şeyhülislâmıdır. İsmi, Ömer Hüsâmeddîn’dir. Reîs-ül-küttâb Âtıf-zâde Mehmed Celâleddîn Efendi’nin torunu, Üçüncü Selim Hân zamanı ulemâsından Cemâl Efendi’nin oğludur. Âtıf-zâde diye bilinir. 1214 (m. 1799) senesinde İstanbul’da doğdu. 1288 (m. 1871) senesinde İstanbul’da vefât etti. Üsküdar’da dedelerinin kabrinin bulunduğu yere defnedildi.

Küçük yaşından i’tibâren ilim tahsiline yönelip, zamanının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri öğrendi. 1229 (m. 1814) senesinde onbeş yaşında iken müderrislik ruûsunu (diplomasını) aldı. Birçok medreselerde ders okutup talebe yetiştirdi. Bu ara iki defa İzmit kadılığı yaptı. 1264 (m. 1847) senesinde Selanik kadılığına ta’yin edildi. Aynı sene içinde Mekke-i mükerreme payesine nail oldu. Bir müddet Evkâf-ı hümâyûn müfettiş vekîlliği yaptı. 1265 (m. 1848) senesinde Edirne’de kurulan, “Meclis-i kebîr-i Eyâlet” üyeliğinde vazîfelendirildi. 1266 (m. 1849) senesinde İstanbul pâyesiyle taltif edildi. Daha sonra Bursa “Meclis-i kebîr” üyeliğine nakledildi. İstanbul’a dönüşünde, “Encümen-i Dâniş” ve bir müddet sonra “Meclis-i maârif üyeliğine getirildi. 1272 (m. 1855) senesinde Anadolu kadıaskerliğine ve Meclis-i maârif başkanlığına ta’yin edildi. Bir müddet sonra da şeyhülislâm vekîllerini seçme meclisi başkanı, 1276 (m. 1859) senesinde Anadolu kadıaskeri oldu. 1278 (m. 1861) senesinde Rumeli kadıaskerliğine yükseltildi. 1280 (m. 1863) senesinde Şeyhülislâm Mehmed Sa’deddîn Efendi’nin ayrılmasıyla boşalan şeyhülislâmlık makamına getirildi. İki sene 9 ay 10 gün müddetle, bu şerefli vazîfeyi adâlet ve doğrulukla yürüttükten sonra, 1282 (m. 1865) senesinde vazîfeden alındı. Kendi evine çekilip, istirahat edip, ibâdet ve tâatle meşgûl olduğu sırada vefât etti.

Âtıf-zâde Ömer Hüsâmeddîn Efendi, aklî ve naklî ilimlerde âlim olup, birçok ilim ve fenlerde husûsî çalışmaları var idi. Maârif ile ilgili husûslarda yetkili, vazîfesinde âdil ve dürüst idi. İnşâ ve imlâsı düzgün idi. Soyu temiz, güzel ahlâk sahibi, cömert ve kerem sahibi idi. Za’îf ve güçsüzlere karşı merhametli ve yardımsever idi. Allahü teâlânın dîninin emirlerini uygulamada çok gayretli olup, bir fetvâyı hazırlayacağı zaman gece gündüz demeyip araştırır, en sonunda cevâbını yazardı. Kaynaklarda eseriyle ilgili bilgiye rastlanmamıştır.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Devhat-ül-meşâyıh sh. 134

2) İlmiye salnamesi sh. 594

3) Kâmûs-ül-a’lâm cild-3, sh. 1939