Müfessir ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimi, yüksek hâller sahibi velî. Babası Celvetiyye yolunun büyüklerinden Amasyalı Fenâî Mustafa Efendi idi. Odabaşı Şeyhi diye tanınırdı. Ya’kûb Efendi’nin doğum târihi bilinmemektedir. Ebced hesabıyla “Şeyh Râhil” terkibinin ifâde ettiği 1149 (m. 1736) senesinde İstanbul’da vefât edip, vasıyyeti üzerine Üsküdar’da Karacaahmed’e giden cadde üzerinde, annesinin yanına defnedildi.
Küçük yaşta babasından ilim tahsiline başlayan Ya’kûb Afvî Efendi, temel din bilgilerini ve âlet (yardımcı) ilimlerini öğrendi. Zamanın âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsil etti. Üsküdar’da Cavuşderesi yakınlarındaki dergâhında insanlara doğru yolu anlatıp, Allahü teâlânın dînini öğretmekle meşgûl olan Bilecikli Osman Efendi’nin hizmetine girdi. Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretlerinin yolunda bulunan bu mübârek zâttan ilim öğrenip feyz aldı. Kalbini tasfiye ve nefsini tezkiye eyledi. Ahlâk ve hareketlerini Resûlullah efendimizin (s.a.v.) güzel ahlâk ve hâllerine uydurmaya gayret eyledi. Bu yolda bir hayli mesafe katetti. Tefsîr ilminin ve Hanefî mezhebi fıkıh bilgilerinin inceliklerine vâkıf oldu. Hocası Osman Efendi’nin kızı ile evlendi. Üsküdar’da Cedîd Vâlide Sultan ve Şehzâde câmilerinde insanlara nasihat ederek, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlattı. Ömrünün sonuna doğru bu vazîfelerden ayrılıp, hocası Osman Efendi’nin yerine insanlara Celveti yolunu öğreterek, talebe yetiştirmekle meşgûl oldu. Vakitlerini ilim öğrenmek, öğrendiklerini neşretmek, ibâdet edip öğrendikleri ile amel etmekle geçiren Ya’kûb Afvî Efendi, yetiştirmiş olduğu kıymetli talebeleri yanında, pek değerli eserler de yazdı. Bunlardan ba’zıları şunlardır:
1- “Mesâbîh” adlı hadîs-i şerîflerle ilgili kitabı, “Mefâtih” adıyla Arabca olarak şerhetti. 2- “El-Vesîlet-ül-uzmâ li hazret-in-Nebiyyi Nebiyyül müctebâ” adlı eserinde Resûlullah efendimizin (s.a.v.) hayâtını ve salevât-ı şerîfenin faziletlerini anlatmaktadır. 3- “Neticet-üt-tefâsîr’inde Yûsuf sûresini Arabca olarak pek güzel tefsîr etmektedir. 4- “Len’ay-ı Nûrâniye” adlı eserinde, Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretlerinin; “Ezelden aşkla biz yâne geldik. Hakîkat şem’ine pervane geldik” beytiyle başlayan ilâhisini şerhetmektedir. 5- “İlhâkât alet-tecelliyât” Abdülganî Nablüsî hazretlerinin “Lemaât-ül-berk-ün-necdî şerh-i Tecelliyât-ı Mahmûd Efendi” adlı eserinin mukaddimesine ilâvelerini ihtivâ etmektedir. 6- “Hülâsat-ül-beyân fî Mezheb-in-Nu’mân” adlı eserinde İmâm-ı a’zam Nu’man bin Sabit hazretlerinin menkıbelerinden, ortaya koydukları belli başlı fıkhî mes’elelerden bahsetmektedir. 7- “Kenz-ül-vâ’izîn”, 8- “Hediyyet-ül-vâ’iz” adlı eserinde insanlara va’z ve nasihat etmektedir. 9- “Hediyyet-üs-sâlikin” adlı eserinde Celvetiyye yolunun esasları anlatılmaktadır.
Pek güzel şiirler de yazan Ya’kûb Afvî Efendi’nin birçok ilâhileri vardır. İlâhilerinden birinin ilk beyti şöyledir:
“Nider âşık hayâlâtı, cemâlindir münâcâti,
Nider ma’şûk münâcâtı tecellî eyle yâ Allah!”
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Osmanlı Müellifleri cild-1, sh. 201
2) Esmâ-ül-müellifîn cild-2, sh. 547
3) İzâh-ül-meknûn cild-1, sh. 308
4) Mu’cem-ül-müellifîn cild-13, sh. 252