TAKIYYÜDDÎN HISNÎ

Şafiî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, Takıyyüddîn bin Seyyid Muhammed Şemsüddîn bin Seyyid Muhammed bin Muhammed Muhibbüddîn bin Ahmed bin Muhammed Hısnî’dir. Hazreti Hüseyn’in soyundan olup seyyiddir. 1053 (m. 1643) senesi Safer ayında Dımeşk’da doğdu. 1129 (m. 1717) senesi Zilhicce ayında Dımeşk’da (Şam’da) vefât etti. Baba ve dedelerinin medfûn bulunduğu dergâha defnedildi.

Takıyyüddîn Hısnî, küçük yaşta ilim öğrenmeye başladı, önce babası Seyyid Muhammed Şemsüddîn’den, sonra da zamanının büyük âlimlerinden ilim öğrendi. Fıkıh, hadîs ve usûl ilimlerini Şeyh Abdülkâdir Sufûrî’den öğrendi. Uzun zaman onun derslerine devamla, kendisinden istifâde edenlerin en üstünü oldu. Şam ve başka yerdeki âlimlerden icâzet (diploma) aldı. Şam’daki hocaları; Şeyh Abdülbâkî Hanbelî, Muhaddis Muhammed bin Ali bin Sa’düddîn Mektebi, Şeyh Muhammed Belbânî’dir. Başka beldelerde okuduğu hocaları ise; Şeyh İbrâhim bin Hasen Gürânî, Şeyh Ali Basrî Mâlikî’dir. Şeyh Muhammed bin Dâvûd Îmânî’nin derslerinde de çok bulunup ondan ilim ve edeb öğrendi.

Takıyyüddîn Hısnî tasavvuf ilmini babasından öğrenerek, üstün bir dereceye yükseldi. Ders okuttu, insanlara ilim ve edeb öğretti. Çok kimseler kendisinden istifâde ettiler. Şâgur Berânî denilen yerde baba ve dedelerinin yaptırdığı dergâhta onların makamına oturup, insanlara doğru yolu gösterdi. İnsanlar akın akın dergâha koşup, onun feyzli sohbetlerinden istifâde ettiler.

Takıyyüddîn Hısnî talebelerine ve sohbetine gelenlere çok büyük ikramlarda bulunurdu, insanlar için her bakımdan bir iyilik kaynağı idi.

Murâdî onun hakkında şöyle demektedir: “Kendi hattıyla yazdığı, “Mecâmî” adlı eserini gördüm. Bu eseri, onun târih ve neseb (soy) ilminde bilgisinin çokluğuna, güvenilir olmasına ve ilimdeki üstünlüğüne apaçık bir delîldir.”

Takıyyüddîn Hısnî, nûr yüzlü, ahlâken çok güzel bir zât idi. Cömert (eli açık) olduğundan çok sadaka verirdi. Her sınıf insan arasında sözü dinlenirdi. Ecdadının âdetini ta’kip eder, Zünnûn-i Mısrî (r.aleyh) dergâhında keşkek (herise) pişirtip insanlara ikram ederdi. Söz ve hâlleri insanlar arasında şöhret buldu. Vefâtından sonra yerine yakınlarından Seyyid Şerîf Abdürrahmân Hısnî geçip, insanlara doğru yolu göstermeye gayret etti.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Silk-üd-dürer cild-2, sh. 5

2) El-A’lâm cild-2, sh. 86