ÖMER EL-BAĞDÂDÎ

Bağdat’ta yetişen Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerinden. İsmi, Ömer bin Abdülcelîl bin Muhammed Cemîl bin Derviş bin Abdülmuhsin el-Bağdâdî’dir. Tasavvufta Kâdiriyye yoluna mensûb idi. 1155 (m. 1742) senesinde Bağdat’ta doğdu. 1194 (m. 1780) senesi Şevval ayının yirmisinde, Perşembe gecesi fecr doğarken Dımeşk’da, Sâlihiyye denen yerde vefât etti.

Ömer el-Bağdâdî’nin babası Abdülcelîl; takvâ sahibi, sâlih, âbid, fakîh bir zât olup, beldesinde doğruluk ve çok ibâdet etmekle tanınmış idi. Ömer el-Bağdâdî, babasının yanında, onun güzel terbiyesi altında yetişti. İlk defa ondan okumaya başladı. Bundan sonra; Muhammed bin Tâhâ el-Bağdâdî, Abdürrahmân es-Sirâcî, Muhammed el-Kürdî, Muhammed Bağdadî, Haydar el-Kürdî, onun babası Sıbgatullah el-Kürdî ve Bağdat vâlisi Ahmed Kâtib gibi zamanın meşhûr âlimlerinden ilim öğrenerek, onların ders ve sohbetlerinde bulunarak yetişti. İlimde çok ilerledi. Büyük âlimlerden oldu. Apaçık ve nurlu bir fazilet güneşi misâli meydana çıktı. Birçok fazileti, sevilen, beğenilen güzel huyları, ilim ve ma’rifetten kendinde toplanması mümkün olanları topladı. Tasavvuf yolunda da yetişip kemâle geldi.

Daha sonra Dımeşk’a gelerek orayı kendisine vatan edinen Ömer el-Bağdâdî, oranın âlimlerinden Şeyh Hasen el-Bağdâdî’nin kerîmesi ile evlendi ve o zâtın evinde kaldı.

Ömer el-Bağdâdî (r.aleyh) istikâmet sahibi, her hâli dînimizin emirlerine uygun pek yüksek bir zât idi. Çok talebe yetiştirdi. Okutmak husûsunda çok mahir idi. İfâde ve anlatmakta, güzel yazı yazmakta, müşkil mes’eleleri îzâh etmekte, anlaşılamayan ibâreleri çözmekte fevkalâde kabiliyete sâhip idi. İlimde ve anlayış istidâdının fazlalığında, fazilette, emsal ve akranından üstün ve ileride idi. Güzel ahlâkı, hâl ve gidişatının pek takdîr edilecek şekilde bulunmasıyla herkese örnek olan kâmil bir zât idi. Herkesle güzel geçinirdi. Sohbetleri çok tatlı olup herkes tarafından beğenilirdi. Çok saf ve temiz bir kalbe sahip idi. Herkes onun yüksek bir zât olduğunu bilir, öyle i’tikâd ederdi. Kendisine bu sebepten çok hürmet gösterirlerdi.

Ömer el-Bağdâdî (r.aleyh), talebelere ders vererek, ilmî yönden fâideli olmaya gayret ederdi. Haftanın yedi gününde de ders verirdi. Derslerinde zâhirî ilimleri okuttuğu gibi, bâtınî ilimlerden de anlatırdı. Tasavvufta çok yüksek derecelere sahip idi. Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin Fütühât-ı Mekkiyye ve Füsûs-ül-hıkem isimli eserlerini okuturdu. Kendisi ba’zı geceleri uyumaz, zikr ve ibâdetle meşgûl olurdu. Çok meşhûr oldu. Vezirler, kadılar, hâkimler ve diğer ileri gelenlerle birlikte, başka insanlar arasında sevilir, hürmet edilir oldu. İnsanlar ondan çok istifâde etti. Herkes onun ilim ve faziletinden faidelenmek, kendisiyle bereketlenmek için ziyâretine gelirdi. Yanına gelen herkesle ilgilenir, gelenler kendisinden memnun ayrılırdı. Gayet yumuşak huylu, tatlı dilli ve güler yüzlü idi. Bununla beraber, İslâmiyete ve müslümanlara düşmanlık edenlere karşı ise gayet vakûr ve heybetli idi. İlme olan düşkünlüğü sebebiyle çok güzel kitaplara sahip olmuştu, iki defa hacca gitti. Güzel huy ve davranışlarını, istikâmet sahibi olmayı vefâtına kadar hiç terketmedi. Herkes onun hakkında “Ni’mer-racûl” (Ne güzel bir kimse) diye bahsederdi.

Vefâtında onsekiz gün hasta yattı. Vefât edince, Sâlihiyye’de Beni’z-Zekî kabristanında defnedildi. Şeyh-i ekber Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin kabrinin bitişiğinde medfûndur. Buraya defnedilmesini kendisi vasıyyet etmiş idi. Bu vasıyyeti yerine getirildi. Onu çok sevenler, vefâtında üzüntülerini ifâde eden çeşitli şiirler söylemişlerdir.

Başta tefsîr, hadîs, kelâm ve fıkıh olmak üzere, edebiyat, beyân ve nahiv gibi ilimlerde çok yüksek olan Ömer el-Bağdâdî hazretleri, birçok kıymetli eserler te’lîf etmiş olup, ba’zılarının isimleri şöyledir; 1- Şerh-ül-Kudûrî, 2-Hâşiyetün alel-Mugnî, 3- Hâşiyetü şerh-in-Nûniyye, 4- Şerh-u salevât-il-Muhammediyye: Şeyh-i ekber Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin Salevât-il-Muhammediyye isimli eserine şerhidir. 5- Risâletün fil-a’lâm bit-tekbir, 6- Risâletün fil-edhıyye, 7-Risâletün fî ma’nâ Lâ ilahe illallah, 8-Hâşiyetün fil-isti’ârât, 9- Tefsîr-ül-Kur’ân: Bu eserini tamamlıyamadan vefât etmiştir.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-7, sh. 287

2) Silk-üd-dürer cild-3, sh. 179

3) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 799

4) İzâh-ül-meknûn cild-1, sh. 423 cild-2, sh. 382

5) El-A’lâm cild-5, sh. 49