Osmanlı âlimlerinden. Ellidördüncü Osmanlı şeyhülislâmıdır. İsmi Mustafa’dır. Kadıasker Abdürraûf Efendi’nin oğludur. Mirzâ Mustafa Efendi diye meşhûr olmuştur. 1040 (m. 1630) senesinde İstanbul’da doğdu. 1130 (m. 1718) senesinde İstanbul’da vefât etti. Kalenderhâne yakınında evinin bitişiğindeki mektebin bahçesinde medfûndur.
Çocukluğundan i’tibâren, babasından, Mirzâ Mehmed Efendi’den ve zamanının diğer âlimlerinden ilim öğrendi. Pâdişâh Sultan İbrâhim Hân zamanında, saray vazîfelileri arasına girdi. İlimde yükseldikten sonra, Şeyhülislâm Minkâri-zâde Yahyâ Efendi’nin hizmetine bulunup, ilim tahsil etti. Onun yanında mülâzim (stajyer) olarak çalışıp müderris oldu.
Hâriç rütbesiyle ba’zı medreselerde müderrislik yaptı. Minkârî-zâde Yahyâ Efendi’nin dâmâdı Mustafa Efendi Anadolu kadıaskeri olunca, onun tezkirecilik (kâtiplik) vazîfesini yürüttü. Sadrâzam Köprülü Fâzıl Ahmed Paşa’nın Kanije zaferinden sonra, Mirzâ Mustafa Efendi’ye mevleviyyet vazîfesi verildi. 1086 (m. 1675) senesinde Yenişehir, 1092 (m. 1681) senesinde Mısır, 1097 (m. 1685) senesinde Mekke-i mükerreme ve hemen sonra da İstanbul kadılıklarında vazîfelendirildi. Bir ara bu vazîfeden ayrıldı. 1099 (m. 1687) senesinde tekrar İstanbul kadılığına ta’yin edildi. 1101 (m. 1689) senesinde bu vazîfeden ayrılıp Kıbrıs’a gitti. Daha sonra tekrar İstanbul’a döndü.
1106 (m. 1694) senesinde Rumeli kadıaskerliğine getirildi. Sultan İkinci Mustafa Hân zamanında vazîfeden ayrılıp Sinop’a gitti. 1115 (m. 1703) senesinde Sultan Üçüncü Ahmed Hân pâdişâh olunca, İstanbul’a döndü. Beş sene sonra 1120 (m. 1708) senesinde, üçüncü defa Rumeli kadıaskerliğine getirildi. Sonra yine vazîfeden ayrıldı. Evine çekilip ibâdet ve tâatle meşgûl iken, 1126 (m. 1714) senesinde şeyhülislâmlık makamına getirildi. 6 ay 13 gün müddetle bu vazîfeyi yürüttükten sonra bu vazîfeden ayrılıp Trabzon’a gitti. Bir müddet sonra İstanbul’a döndü. Emîrgan’daki evinde istirahat edip, ibâdetle meşgûl olduğu sırada doksan yaşında vefât etti.
Âlim, fâzıl ve güzel ahlâk sahibi olan Mirzâ Mustafa Efendi’nin, “Nebe’ cüzü Haşiyesi”, Türkçe “Eşrât-ü Saat Risalesi” ve “Şah Hüseyn Haşiyesi” adlı eserleri vardır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Devhat-ül-meşâyıh sh. 83, 84
2) İlmiye salnamesi sh. 503
3) Kâmûs-ül-a’lâm cild-6, sh. 4510