Tefsîr ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, İsmâil Vehbî bin Muhammed bin Mustafa el-Konevî olup, künyesi Ebü’l-Fidâ ve lakabı Üsâmüddîn’dir. Konya’da dünyâya gelen İsmâil Efendi’nin doğum târihi kat’î olarak bilinmemektedir. 1195 (m. 1781) senesi Safer ayının onikisinde Dımeşk’da (Şam’da) vefât etti. Sâlihiyye’de, Zülkifl aleyhisselâmın makamının bulunduğu yerin yakınında medfûndur.
İlim tahsiline doğup yetiştiği Konya şehrinde başlayan Konevî İsmâil Efendi; Şeyh Mustafa el-Konevî, Şeyh Halîl Konevî, Muslihuddîn Mustafa el-Mer’aşî, Allâme Abdülkerîm Konevî ve Ebû Abdullah Mahmûd bin Muhammed Antaki gibi âlimlerden ders aldı. İstanbul’a gelerek çeşitli medreselerde ders verdi. ilim erbâbı arasında meşhûr oldu. Alimler içinde derecesi yüksek idi.
Zamanın sultânı olan Üçüncü Mustafa Hân, Konevî İsmâil Efendi’nin ilimdeki üstünlüğünü, derecesinin yüsekliğini öğrenince, onu, İstanbul’da ders veren, talebe okutan âlimlerin reîsi olarak ta’yin etti. Kendisi de onun sohbetlerinden çok hoşlanır, ba’zan derslerinde bulunurdu.
Üçüncü Mustafa Hân’dan sonra sultan olan Birinci Abdülhamîd Hân da, Konevî İsmâil Efendi’yi çok sever, hürmet ve ta’zim gösterirdi. Sultan Mustafa Hân gibi o da Konevî ile sık sık buluşur, derslerinde bulunurdu. Konevî’nin ilmî üstünlüğü, şöhreti böylece daha da yayılıp, her tarafta duyulmaya başlandı. O ilimde sanki bir derya idi. İlim öğretmek ve talebe yetiştirmek husûsunda çok gayretli ve pek mahir idi.
Konevî İsmâil Efendi 1780 senesinde hacca gitmeyi arzu etti ve bu arzusunu Sultan’a bildirdi. Sultân’ın emriyle, onun için husûsî bir kâfile hazırlandı. Kâfile o sene Ramazân-ı şerîf ayında Dımeşk’a vardı. Konevî İsmâil Efendi, orada bulunan âlimlerin büyüklerinden, Molla Es’ad bin Halîl es-Sıddîkî’nin evinde misâfir oldu.
Silk-üd-dürer kitabının sahibi Seyyid Muhammed Halîl Muradî Efendi, kitabında Konevî’yi anlatırken, “Konevî, Şam’a uğradığında kendisiyle buluştum ve az da olsa fâideli sohbetlerini dinledim. Kendisiyle fazla beraber olamadım. Esas onun ilmini talebeleri vasıtasıyla öğrendim. Ya’nî talebelerinin sohbetlerinde bulunarak onun ilminden istifâde ettim” demektedir.
Dımeşk’da (Şam’da) az bir müddet kaldıktan sonra, oradan hacca gidecek olan kâfile de onlara katılıp beraberce hacca gittiler.
Hac dönüşünde Dımeşk yakınlarında hastalanan Konevî’yi, binek üzerinde şehre getirdiler. Bu hastalıktan orada vefât etti ve Sâlihıyye’de Sifh-ı Kasyûn denilen yerde defnedildi.
İsmâil Konevî’nin, Kâdı Beydâvî tefsîrine ve Sadr-üş-şerî’a’ya haşiyeleri, Hâfız-ı Şîrâzî dîvânına ve Hadîs-i erba’în’e şerhi, Dâdiyye ve İlmiyye risaleleri vardır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-2, sh. 294
2) Silk-üd-dürer cild-1, sh. 258
3) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 222
4) İzâh-ül-meknûn cild-1, sh. 142
5) El-A’lâm cild-1, sh. 325