Osmanlı âlimlerinden. Osmanlı şeyhülislâmlarının ellibirincisidir. İsmi, Abdullah’tır. Babası, Kâdı Mustafa Efendi’dir. Annesi, Sultan Dördüncü Mehmed’in doğumunda Haseki Sultan’a ebe olduğundan, Ebe-zâde diye bilinir. Balçık’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1126 (m. 1714) senesinde Trabzon’a giderken, Karadeniz’de çıkan şiddetli fırtınada bindiği gemi battı. Ebe-zâde Abdullah Efendi, bu gemide boğularak vefât etti. Ebe-zâde Abdullah Efendi, zamanının âlimlerinden, aklî ve naklî ilimleri tahsil etti. İlimde yüksek dereceye ulaştıktan sonra, çeşitli medreselerde müderrislik yapıp talebe yetiştirdi. Sultan Dördüncü Mehmed Hân devrinde, 1096 (m. 1684) senesinde Haleb kadılığına ta’yin edildi. Sultan Üçüncü Süleymân Hân devrinde, 1100 (m. 1688) senesinde Mısır kadılığına, 1103 (m. 1691) senesinde Edirne kadılığına ta’yin edildi. 1106 (m. 1694) senesinde İstanbul pâyesiyle Mekke-i mükerreme kadılığına gönderildi. Sultan İkinci Mustafa Hân pâdişâh olunca, Abdullah Efendi’yi Edirne’ye da’vet edip, 1106 (m. 1694) senesinde Anadolu kadı-askerliğine ta’yin etti. İki sene sonra 1108 (m. 1696) senesinde Rumeli kadı-askerliğiyle vazîfelendirildi. Daha sonra Kıbrıs’a gönderildi. Bir süre sonra Kıbrıs’tan Bursa’ya dönerken, Eskişehir’e gelince, Sultan Üçüncü Ahmed’in pâdişâh olduğunu öğrendi: Bursa’ya gitmeyip, İstanbul’a gitti.
1117 (m. 1705) senesinde yeniden Rumeli kadıaskerliğine ta’yin edildi. 1119 (m. 1708) senesinde Şeyhülislâm Sadreddîn-zâde Mehmed Sâdık Efendi’nin vazîfeden ayrılması üzerine, şeyhülislâmlık makamına getirildi. Bu şerefli vazîfeyi 2 yıl 5 ay 27 gün müddetle doğruluk ve adâlet üzere yürüttü. 1122 (m. 1710) senesinde vazîfeden ayrıldı. Yerine Paşmakçı-zâde Ali Efendi getirildi. Ali Efendi’nin kısa bir müddet sonra vefâtı üzerine, 1124 (m. 1712) senesinde tekrar şeyhülislâmlığa getirildi, 1 yıl 1 ay müddetle bu vazîfeyi yürüttükten sonra 1125 (m. 1713) senesinde tekrar vazîfeden ayrıldı. Her iki şeyhülislâmlık müddeti toplam 3 yıl 6 ay 22 gündür. Rumelihisarı’ndaki evine çekilip, gelen giden ziyâretçilerle ve ibâdetle meşgûl oldu. Bir müddet sonra Sultan Üçüncü Ahmed tarafından Trabzon’a gönderildi. Trabzon’a giderken çıkan şiddetli fırtınada bindiği gemi battı. Ebe-zâde Abdullah Efendi boğularak vefât etti.
Âlim bir zât olan Ebe-zâde Abdullah Efendi’nin, kaynaklarda eserleriyle ilgili bilgiye rastlanmamıştır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Devhat-ül-meşâyıh sh. 89
2) İlmiye salnamesi sh. 499
3) Râşid Târihi cild-4, sh. 23-27
4) Kâmûs-ül-a’lâm cild-4, sh. 2098