Osmanlı târih ve fıkıh âlimlerinden. Yetmişdördüncü Osmanlı şeyhülislâmıdır. İsmi, İsmâil Âsım’dır. Osmanlı tarihçilerinden, Reîs-ül-küttâb (Dışişleri bakanı) olan ve Küçük Çelebi diye bilinen Mehmed Efendi’nin oğludur. Bu sebeple Çelebi-zâde diye meşhûr olmuştur. İstanbul’da doğdu. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. 1173 (m. 1760) senesinde İstanbul’da vefât etti. Molla Gürânî mahallesindeki medresesinin bahçesinde medfûndur.
İlk eğitim ve öğreniminden sonra, Şeyhülislâm Ebe-zâde Abdullah Efendi’den aklî ve naklî ilimleri tahsîl edip mülâzım oldu. Yapılan imtihanı başarıyla kazanıp, 1120 (m. 1708)’de medrese ru’ûsunu (müderrislik diploması) aldı. Bu sırada Şeyhülislâm Ebû İshâk Kara İsmâil Nâim Efendi’nin kızıyla evlendi. Birçok medreselerde müderrislik vazîfesinde bulunduktan sonra, Yenişehir Fener kadılığına ta’yin olundu. 1152 (m. 1739) senesinde Bursa, 1157 (m. 1744) senesinde Medîne-i münevvere kadılıklarında bulundu. 1161 (m. 1748) senesinde İstanbul kadılığına yükseltildi. 1170 (m. 1757)’de Anadolu kadıaskerliğine getirildi. Bir müddet sonra bu vazîfeden alınıp, Rumeli kadıaskerliğine getirildi. 1172 (m. 1759) senesinde Sadr-ı a’zam Koca Râgıp Paşa’nın teşvikiyle, Sultan Üçüncü Mustafa Hân tarafından şeyhülislâmlığa ta’yin edildi Yaklaşık sekiz ay kadar, bu yüksek vazifeyi doğruluk ve adâlet üzere yürüttü. Bu vazîfeye devam ederken vefât etti.
Çelebi-zâde İsmâil Âsım Efendi, aklî ve naklî ilimlerde derin âlim ve güzel ahlâk sahibi bir zât idi. Bu ilmî üstünlüğü yanında, nazm ve nesirde yüksek derece sahibi idi. Arabça, Farsça ve Türkçe dillerinde yazdığı birçok kıymetli şiirleri var idi. Vakanu’vis (târihî olayları ânında kaydeden kimse) ve tarihçi de olan Çelebi-zâde İsmâil Âsım Efendi’nin eserlerinin ba’zıları şunlardır, 1- Çelebi-zâde Târihi (Âsım tarihi): 1135 (m. 1722) ile 1146 (m. 1733) seneleri arasındaki Osmanlı târihi ile ilgili olayları anlatır. Bu eseri basılmıştır. 2- Dîvân: Arabça, Farsça ve Türkçe şiirleri bu eserinde toplanmıştır. Şiirleri umûmiyetle hikmetli sözleri ihtivâ etmektedir. 3- Hıtay Seyahatnamesi: Bu eser, Şahrûh zamanında 822 (m. 1419) senesinde Çin’e sefirlik vazîfesiyle giden ve iki sene 15 gün kalan, sonra yine Herat’a dönen Hoca Gıyâsüddîn Heffâşî adlı zâtın, “Acâib-ül-letâif” adlı seyahatnâmesini Dâmâd İbrâhim Paşa adına tercümesidir. 4- Münşeât (Mektûplar): 234 parça mektûbunun kâtibi tarafından derlenmiş hâlidir. 5- Târih-i Nevâdir-i-Çin-i Maçin tercümesi: üçüncü Murâd Hân devrinde yaşayan bir zâtın Farsça olarak yazdığı kitabının tercümesidir.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Devhat-ül-meşâyıh sh. 101
2) Kâmûs-ül-a’lâm cild-2, sh. 944
3) Osmanlı Müellifleri cild-3, sh. 43
4) Osmanlı târih ve müverrihleri sh. 45