Osmanlı âlimlerinden. Seksenaltıncı Osmanlı şeyhülislâmıdır. Sultan Üçüncü Ahmed Hân’ın İmâmı, Rumeli kadıaskeri Arab-zâde Abdürrahmân Bahir Efendi’nin oğlu ve doksanyedinci şeyhülislâm Mehmed Ârif Efendi’nin babasıdır. Arab-zâde diye meşhûr olmuştur. 1132 (m. 1719) senesinde İstanbul’da doğdu. 1199 (m. 1785) senesinde İstanbul’da vefât etti. İstanbul’da Sedefçiler Çarşısı içinde medfûndur.
İlk tahsilini babasından gördükten sonra, zamanın âlimlerinden ilim öğrendi. 18 yaşındayken, 1150 (m. 1737) senesinde müderris oldu. On yedi yıl müddetle Üsküdar, Güzelhisar, Gelibolu ve Turnevi kadı vekîlliklerinde bulundu. 1170 (m. 1756) senesinde Haleb kadılığına ta’yin edildi. 1183 (m. 1769)’de Şam kadılığı, 1188 (m. 1774)’de Mekke kadılıklarında vazîfelendirildikten sonra, 1193 (m. 1779) senesinde İstanbul kadılığına nakl edildi. 1195 (m. 1780)’de Anadolu kadıaskeri oldu. Aynı sene içinde Rumeli kadıaskerliğine yükseltildi. Bir müddet geçince reîs-ül-ulemâ (âlimlerin reîsi, en kıdemlisi) oldu. 1199 (m. 1785) senesinde İvâz-zâde İbrâhim Efendi şeyhülislâmlıktan ayrılınca, Sultan Birinci Abdülhamîd Hân tarafından şeyhülislâmlık makamına getirildi. Fakat ihtiyârlığının etkisiyle hastalandı. Altmışüç gün bu vazîfeyi yürüttükten sonra vefât etti.
Arab-zâde Ahmed Atâullah Efendi; insaf sahibi, haram ve şüphelilerden şiddetle sakınan, ağırbaşlı, kibir ve gurûrdan uzak, tevâzu sahibi bir zât idi. Yumuşak huylu ve ileri görüşlü olan Atâullah Efendi, zamanının mes’elelerini bilen güzel ahlâklı ve âlim bir kimse idi.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Devhat-ül-meşâyıh sh. 109
2) Kâmûs-ül-A’lâm cild-4, sh. 3141