AHMED SA’ÎD MURÂDÎ

Hanefî mezhebi âlimlerinin büyüklerinden. İsmi, Ahmed Sa’îd bin Ali bin Muhammed bin Murâd bin Ali bin Dâvûd’dur. Künyesi, Ebü’l-Mecd olup, lakabı Reşîdüddîn’dir. Seyyid olup, soyu Hazreti Hüseyn’e dayanır. 1150 (m. 1737) senesinde Dımeşk’da (Şam’da) doğdu. 1180 (m. 1766) senesi Şevval ayının dördünde Çarşamba günü sabahı Dımeşk’da vefât etti. Saruca mahallesinde Berâniyye Medresesi bahçesine defnedildi.

Ahmed Sa’îd Murâdî, Şeyh Süleymân bin Muhammed Ebi’d-Dünyâ ile Şihâbüddîn Ahmed bin Abdüllatîf Tûnusî’den Kur’ân-ı kerîmi öğrendi. İlim kitaplarından bir kısmını ezberledi. Zamanın büyük âlimlerinden; fıkıh, tefsîr, nahiv, mantık okudu. Hocalarından ba’zıları şunlardır: Alâüddîn Ali bin Sâdık bin Muhammed Dağıstânî, Şeyh Ahmed Esîrüddîn bin Ubeydullah bin Abdullah Attâr, Ebü’l-Fütûh Bürhânüddîn İbrâhim bin Abdullah Süveydî Bağdadî, ana tarafından büyük dedesi Ebü’n-Necâh Ahmed bin Ali Müneynî Hanefî, Şeyh Muhammed bin Hüseyn Hısârî Hanefî.

Ahmed Sa’îd Murâdî ilimde üstün bir dereceye yükseldi. Keskin bir zekâsı ve kuvvetli bir hafızası vardı. Çok zekî olup, okuduğu veya dinlediğini hemen ezberlerdi. Güzel ahlâklı olmanın yanında, metanet sahibi idi. Tabîaten yumuşak huylu olup, temiz giyimli, sohbeti dinlenir bir zât idi. Sür’atli ve düzgün yazı yazardı. İdrâki tam ve güzel, tedbir sahibi idi. Silk-üd-dürer kitabı müellifi Seyyid Muhammed Halîl Murâdî der ki “Babam, Ahmed Sa’îd Murâdî’yi çok severdi. Onu över ve üstün tutardı. Malını onun için sarfetti. İşlerinin idâresini ona verdi. O da babamın rızâsına uygun iş gördü ve emrinden dışarı çıkmadı. Kendisine ne kadar güç işler verdiyse güleryüzle kabûl edip yerine getirdi. Ders okutmak ve dinlemekten hiç geri kalmadı. Babam Süleymâniye’de Hidâye’yi okutur, dersleri ona tekrar ettirirdi. Ahmed Sa’îd, edebi ve fazîletleriyle şöhret buldu. Allahü teâlâ insanların kalbine onun sevgisini yerleştirdi.

Ahmed Sa’îd, İstanbul, Kudüs, Urfa ve başka yerlere gitti. Şiir ve nesir hâlinde yazıları vardır. Babam, 1180 (m. 1669) senesinde hac için izin talebinde bulundu. Kendisine izin verilip fetvâ mes’elelerini Ahmed Sa’îd’in yazması bildirildi. Yol hazırlıklarının yapıldığı günlerde Ahmed Sa’îd şiddetli bir hastalığa yakalanıp sonra da vefât etti. Dımeşk’ın âlimleri, devlet adamları ve ileri gelenleri cenâzesinde hazır bulundular. Babam kendi elleriyle onu kabre koydu. Vefâtına çok üzüldü, fakat sabretti. Yerine amcam Mevlânâ Hüseyn Murâdî baktı. Babamla birlikte haccettik. Ahmed Sa’îd asrının mümtaz bir kişisi idi. Edibler, onun hakkında mersiyeler ve kasideler söylediler.”

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Silk-üd-dürer cild-1, sh. 45