AHMED MENÎNÎ

Hadîs âlimi. İsmi, Ahmed bin Ali bin Ömer bin Sâlih bin Ahmed’dir. Künyesi, Ebü’n-Necâh ve Ebü’l-Abbâs olup, lakabı Şihâbüddîn’dir. 1089 (m. 1679) senesinde Trablusşam’ın Menîn köyünde doğdu. 1172 (m. 1759) senesinde Şam’da vefât etti.

Ahmed Menînî çok küçük yaşta Kur’ân-ı kerîmi öğrendi. Onüç yaşına gelince Şam’a gitti. Ağabeyi Şeyh Abdürrahmân’ın kaldığı Şemîsâtiyye Medresesi’nde kaldı. Ahmed Menînî, Şam’da Hanbelî müftîsi Ebü’l-Mevâhib, Şeyh Abdülcelîlî, Şeyh Muhammed Kâmil, Şeyh İlyâs Kürdî, Şeyh Abdülganî Nablüsî, Şeyh Yûnus Mısrî, Şeyh Abdürrahîm Kâmili, Şeyh Abdullah Aclûnî, Şeyh Muhammed Şemseddîn Remlî ve daha birçok âlimden ilim öğrendi. Nakşibendiyye büyüklerinin yolunu ve ba’zı ilimleri, Şeyh Murâd Buhârî’den, Halvetiyye büyüklerinin yolunu, Tabbâk diye meşhûr olan Şeyh Hasen Mercânî’den, Kâdiriyye büyüklerinin yolunu, Şeyh Seyyid Yasin Hamevî’den öğrendi.

Ahmed Menînî ilim ve fazilet bakımından yüksek derecelere kavuştu. İlim öğrettiği talebeleri her tarafa yayıldı. Silk-üd-dürer adlı eserin müellifi Muhammed Halîl Murâdî’nin babası da Ahmed Menînî’den hadîs-i şerîf ve daha başka ilimleri öğrendi ve ondan rivâyette bulunması husûsunda icâzet aldı. Ahmed Menînî, Silk-üd-dürer müellifînin babasını çok severdi.

Ahmed Menînî, hocası Hanbelî müftîsi Şeyh Ebü’l-Mevâhib’in oğlu Şeyh Abdülcelîl vefât edince, hocasının emri ile Emevî Câmii’nde ders vermeye başladı. Hocasının vefâtına kadar burada ders vermeye devam etti. Hocası vefât edince, hocasının yerine Semîsâtiyye Medresesi’nde ders verdi. Âdiliyye-i Kübrâ Medresesi’ne müderris olarak ta’yin edilinceye kadar bu vazîfede kaldı. Âdiliyye-i Kübrâ Medresesi’nde ve Emevî Câmii’nde, ömrünün sonuna kadar ders verdi. Adiliyye-i Kübrâ Medresesi’nde Çarşamba günü, Beydâvî tefsîrinden, Cum’a günü Cum’a namazından sonra, Sahîh-i Buhârî’den, akşam ile yatsı arasında, ba’zı ilimlere dâir dersler verirdi.

Ahmed Menînî’den birçok kimse faydalandı. İlim ve fazilet sahibi kimseler onun yanında toplandılar. Bütün bunlara rağmen çok tevâzu sahibi ve hoşsohbet idi. İki sefer İstanbul’a gitti. İstanbul’da çok hürmet gördü. Târih-ül-Utbî’ye yazdığı şerhden dolayı meşhûr oldu. Ona ilmî bir rütbe olan Süleymâniye rütbesi verildi. Semîsâtiyye ve Ömeriyye medreselerinde idârecilik yaptı. Ayrıca kadılık ve hatiplik vazîfelerinde de bulundu. Hac farizasını da yerine getirdi.

Ahmed Menînî’nin yazmış olduğu eserlerden ba’zıları şunlardır: 1- İdâet-id-derârî fî şerh-i Sahîh-il-Buhârî, 2-Şerhü risâleti Kâsım Kutluboğa fî usûl-il-fıkh, 3- El-Feth-ül-vehbî fî şerh-i Târih-i Ebî Nasr-il-atbî, 4- Dîvân-ı şi’r, 5- En-Nesemât-üs-sehâriyye fî medh-i hayr-ıl-beriyye.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-2, sh. 15

2) Silk-üd-dürer cild-1, sh. 133

3) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 175

4) Brockelmann Sup-2, sh. 391