ŞEYH HASEN BİN ŞEYH MUHAMMED

Osmanlılar zamanında Anadolu’da yetişen büyük İslâm âlimlerinden. İsmi, Şeyh Hasen bin Şeyh Muhammed bin Behâdır Bey olup, lakabı Necmüddîn’dir. Rumeli beldelerinden Alacahisar’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1019 (m. 1610) senesi Rebî’ul-evvel ayının onikinci gecesi sabaha yakın vefât etti.

Necmüddîn Hasen’in babası Şeyh Muhammed Efendi, meşhûr âlim Sofyalı Bâlî Efendi’nin halîfelerinden idi. Necmüddîn ilk tahsilini babasının huzûrunda yaptı. Sonra İstanbul’a gelerek İmrahor’daki zaviyeye yerleşti. Burada zâhir ve bâtınını toparlamak ve ilmini arttırmak için çalıştı. Şeyh Hasen, günlerini oruç tutarak geçirirdi. Rızkını helâl yoldan te’min etmek için ticâret yapardı. Bir taraftan da ilim ve ihlâsta yükselmek için çok gayret etti. Çok riyâzet ve mücâhede yaptı. Ya’nî nefsin isteklerini yapmamak istemediklerini yapmak için çok gayret gösterdi. Hocası, Şeyh Hasen Zarifi ve Ya’kûb Efendi gibi zâtların ders ve sohbetlerinde bulundu. İlimde yüksek derecelere kavuştu. Kâhire’ye gidip birkaç sene orada kaldıktan sonra İstanbul’a döndü. 985 (m. 1577) senesinde Mustafa Paşa Zâviyesi’nde ders vermeye başladı. Nice seneler orada vazîfe yapıp, ilim erbâbı nice kıymetli talebeler yetiştirdi.

Yaradılışı îcâbı, seyahat etmeyi ve evliyânın kabirlerini ziyâret etmeyi çok sevdiğinden, birkaç defa hacca gitti. Allahü teâlânın dostları olan evliyâ zâtlardan hayatta olanlarla görüşüp sohbetlerinde bulunmak, vefât etmiş olanların ise kabirlerini ziyâret etmek aşkı ile, ömrünün sonlarına doğru Bağdad’a, oradan Mekke-i mükerremeye daha sonra da Yemen taraflarına gitti.

Şeyh Hasen bin Şeyh Muhammed, âlim, ârif, fâzıl, âbid ve zâhid bir zât idi. Çok ibâdet ederdi. Dünyâya düşkün değil idi. Nefsi ile mücâdele etmekte çok ileri idi. Kandil geceleri arasında bilhassa Mevlid kandiline çok ehemmiyet verirdi. O geceyi ihyâ etmeye başka gecelerden daha çok gayret ve dikkat ederdi. Va’z ve sohbetlerinde, geçmiş peygamberlerin kıssalarını, menkıbelerini anlatır, kendilerine gönderilen peygambere îmân etmeyip, ona eziyet ve işkence eden kavimlerin başlarına gelen ibret dolu acı hâdiseleri çok güzel îzâh eder, anlatırdı.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye zeyli (Atâî) sh. 599