Osmanlı âlimlerinden. Kırkbirinci Osmanlı şeyhülislâmıdır. İsmi, Mehmed Emîn’dir. Haleb kadısı Kara Sun’ullah Efendi’nin oğludur. Doğum yeri ve târihi kesin olarak bilinmemektedir. 1076 (m. 1665) senesinde İstanbul’da vefât etti. Üsküdar’da Azîz Mahmûd Hüdâyî Efendi dergâhı yakınında defnedildi.
Çocukluğundan i’tibâren, babasından gerekli eğitim ve öğretimi gördükten sonra, İstanbul’a gelip, zamanın âlimlerinden, Sultan İkinci Osman’ın hocası Molla Ömer Efendi’den, aklî ve naklî ilimleri tahsil etti. Azmi-zâde Mustafa Efendi’nin ilim meclisinde bulunup çok istifâde etti. Yüksek ilmî dereceye ulaşıp, Şeyhülislâm Yahyâ bin Zekeriyyâ Efendi’nin medresesine müderris ta’yin edildi. Şöhreti etrâfta duyuldu. Sultan Dördüncü Murâd Hân’ın iltifât ve ihsânlarına kavuştu. Birçok medreselerde müderrislik yaptıktan sonra kadılık mesleğine ayrıldı. 1056 (m. 1645) senesinde sırasıyla; Selanik, Edirne, Bursa, Haleb ve Mısır kadılıklarında vazîfelendirildi. 1059 (m. 1648) senesinde İstanbul kadılığına getirildi. Bir müddet sonra bu vazîfeden alınarak, 1064 (m. 1653) senesinde Anadolu kadıaskerliğine, bir sene sonra da Rumeli kadıaskerliğine terfi ettirildi. Aynı sene içinde bu vazîfeden alındı. Kendi hâlinde Allahü teâlâya ibâdet ve tâat ile meşgûl iken, 1071 (m. 1660) senesinde tekrar Rumeli kadıaskerliğine getirildi. 1072 (m. 1661) senesinde Esîri Mehmed Efendi’nin yerine şeyhülislâmlık makamına getirildi. Sultan Dördüncü Mehmed Hân zamanında 9 ay 16 gün şeyhülislâmlık vazîfesini doğruluk ve adâletle yürütmekteyken, yaşlılığı ve rahatsızlığı sebebiyle vazîfeden alınıp emekli edildi. Aradan çok uzun zaman geçmeden vefât etti.
Sun’i-zâde Seyyid Mehmed Emîn Efendi, aklî ve naklî ilimlerde derin âlim, akıllı ve ileri görüşlü, herkesle iyi geçinen, yumuşak huylu bir zât idi. Vazifesi esnasında Allahü teâlânın dîninin emirlerini uygulama husûsunda çok titiz, doğruluk ve adâletten ayrılmazdı. Haram ve şüphelilerden şiddetle kaçınan, Allahü teâlâya ibâdet etmekle meşgûl olan, faziletli bir zât idi. Kaynaklarda eseri hakkında bilgiye rastlanamamıştır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Devhat-ül-meşayıh sh. 70
2) Kâmûs-ül-a’lâm cild-4, sh. 2969
3) Hulâsat-ül-eser, cild-3, sh. 476